Ads

Ads

İstanbul Müftülüğü Bildiğiniz Gibi Değildi


İstanbul'un Fatih ilçesi Süleymaniye Mahallesi'nde bulunan bir yapıdan söz edeceğiz. Bugün İstanbul Müftülüğünün yerleşkesi olarak kullanılan alanın günümüz gençlerine anlatmak istediği o kadar çok olayı var ki, kitaplar rafları doldurur.
Biz bu yazımızda fazla derinliğine girmeden kabaca bu yerleşkeden söz edeceğiz.
Osmanlı Devleti’nin en yüksek memurlarından biri olan Yeniçeri Ağası’nın görev yaptığı ve Süleymaniye Camii’nin kuzeyinde, şimdiki İstanbul Müftülüğü hizmet binalarının bulunduğu yer kısaca “Ağa Kapısı” olarak adlandırılmıştır.
Tarihi Yarımada’da Haliç’e bakan, bugünkü Süleymaniye Camii’nin yanında bulunan arazi 15. yüzyıldan itibaren Ağakapısı olarak kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nin en kıdemli askeri birimi olan Yeniçeri Ocağı’nın en yüksek rütbeli komutanı olan Yeniçeri Ağası’nın makamı Ağakapısı olarak isimlendirilmiştir. 
Başta, Sultan II. Osman Hadisesi olmak üzere bir çok tarihi olayın geçtiği Ağa Kapısı, etrafı yüksek duvarlarla çevrili bir sahada, içinde adeta Hünkar Sarayı gibi çeşitli köşkleri, selamlık, harem ve hizmet daireleri ile atölyelerden oluşan büyük bir kompleks idi. Ancak, ahşap olması sebebiyle 1660, 1750, 1771 ve 1782 yangınlarından etkilenmiş ve her defasında yeniden inşa ettirilmiştir.

2. Mahmut zamanında Yeniçeri Ocağı kaldırılınca da Sadrazam Selim Mehmed Paşa, yeniçeri ağalarına ait Ağa Kapısı’nın şeyhülislamlara tahsis edilmesini padişaha arz etmiş, Sultan II. Mahmud bu teklifi uygun bularak bir hatt-ı hümâyûnla burasının şeyhülislamların daimî ikametlerine mahsus “fetvahane” olarak kullanılmasını emretmiştir.


Cumhuriyet Döneminde, 03 Mart 1924 tarihinde Şeyhülislamlık lağvedildiğinde ise, bu binalar “İstanbul Müftülüğü”ne tahsis edilmiştir. Halen Müftülük olarak kullanılan bina da, Şeyhülislam Dairesi’nin Fetvahane Bölümü’dür.


İstanbul Müftülüğü’nün konumlandığı eski Şeyhülislamlık yapısının fetvahane bölümü seneler içerisinde birçok yangından etkilenmeden kurtulabilmiştir. Yapının 1982 – 1985 yılları arasında tamamen yıktırılarak aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edildiği söylenmiştir. Yapının yeniden inşa edilme sürecinde kagir yapı betonarmeye çevrilmiş ve cephedeki pencerelerin yerleşimindeki değişiklikler gibi yapının çeşitli elemanlarında gözle görülür değişiklikler yapılmıştır. Cephedeki bir takım süslemelerin kaldırıldığı da da kayıtlara geçmiştir.

Müftülük yapısının yer aldığı avluda, girişin sağında ve solunda avluyu çevreleyen bir takım yapılar yer almaktadır. Bu yapılar bugün Meşihat Arşivi ve Şer’i Siciller Arşivi olarak kullanılmaktadır.


İstanbul Müftülüğü girişinin hemen üstünde bulunan kitabede yazılı olanlar

Devleti dâim ola Hazret-i Hân Mahmûdun
Sâyesinde olup âsûde hemîşe ulemâ
Seyf ü hâmeyile edip destini
Mevla te’yîd Bir eline kılıç aldı bir eline fetvâ
Hakk-ı niʻmet ne imiş bilmeyenin hâli budur
Âb-ı tîg-ı kalemi kıldı ocağı itfâ
Nice nush etdiler ol şirmize-i mekrûha
Ulemânın sözünü iblemediler ısgâ’
Âkıbet-i yerlerin Allâh nasîb etdi bize
Dâr-ı fetvâları etmiş idi anlar yağma
Ömrü oldukça mübârek ede bi’l-istihkâk
Müfti-i- aʽlem olan Tâhir Efendi’ye Hudâ
Nûr-ı adli ile mahv etdi zalâm ü zulmü
Rûz u şeb eyleyelim hüsrev-i devrâna duʽâ
Melce’-i ümmet ide haşre kadar bâbını
Hak Dura ol şâh-ı cihân tâ dura şerʽ-i Mevlâ
Hâk-pây-ı şeh-i devrâna teşekkür kıldı
İki cevher gibi târîh ile İzzet fuzalâ 
“Ağa Kapusunı verdi bize Sultân Mahmûd”
“Bâb-ı tezvîr idi Hak kıldı makâm-ı iftâ”

H. 1241 / M. 1825-26


Âlimler sayesinde rahat edip Mahmut Han Hazretleri’nin devleti daim olsun.
Allah, kılıç ve kalemle elini güçlendirip bir eline kılıç aldı, bir eline fetva…
Nimetin hakkı ne imiş bilmeyenin hali budur; kılıç gibi olan kaleminin suyu, ocağı söndürdü.
Çirkin işler yapan yaramaz kimselere nice nasihatler etseler de onlar ulemanın sözünü dinlemediler.
Onlar fetva makamlarını yağma etmişlerdi.
Allah, sonunda yerlerini bize nasip etti. Allah, âlemin müftüsü olan Tahir Efendi’ye ömrü oldukça hakkıyla mübarek etsin.
Adaletinin nuru ile karanlık ve zulmü yok ettiği için zamanın padişahına gece gündüz dua edelim
Allah, kapısını haşre dek ümmetin sığınağı etsin. Allah’ın hükümleri durdukça o cihanın şahı da dursun.
Ey İzzet, fazilet sahibi kimseler iki mücevher gibi tarih ile zamanın şahının ayağı toprağına teşekkürler etti.
“Sultan Mahmut, Ağa Kapısı’nı bize verdi; dedikodu ve malayani kapısıydı, Allah fetva makamı kıldı.”


Hazret-i Abdülhamîd Hân-ı diyânet-perveri
Hâmî-i bünyân-ı şerʽ etmiş Hüdâvend-i Mecîd
Üns-i şerʽ üzre kurulmuşdur binâ-yı şevketi
Mihr-i adl ü re’fetden âlem olmuş müstefîd
Kalmadı ahdinde maʽmûr olmadık hiçbir mahal
Mülkünün her cânibi müstağrak-ı feyz-i cedîd
Merkez-i fetvâ olan ez-cümle işbu dâire
Cedd-i Mahmûd Hânın ikdâmıyla olmuştu bedîd
Bânî-i sânîsi olmuşdur bu bâb-ı muhkemin
Ol şeh-i iklîm-i şevket ol şehinşâh-ı vahîd
Hükm-i şerʽ-i Ahmedî icrâ olundukça
Hudâ Âfiyetle ol şehin ikbâlini etsin mezîd
Rumeli sadrı iken vakʽa-nüvis
Lütfî kulu Eyledi tanzîm bu ebyâtı be-güfte-i şinîd
Mısra-ı târîhini etdim dürerden iktibâs
Eyledi ihyâ bu bâbı Hazret-i Sultan Hamîd
 H. 1306 / M. M. 1888-89

Dinin hizmetkârı Abdülhamid Han Hazretlerini
Allah, şeriat binasının koruyucusu kılmıştı.
Azametinin binası dine yakınlık üzerine kurulmuştur.
Adalet ve yücelik güneşinden âlem müstefit olmuştur.
Devrinde mamur olmadık hiçbir yer kalmadı.
Ülkesinin her yanı yeni feyizlere gark oldu. 
Mesela işte bu fetva merkezi olan daire, 
Sultan Mahmut’un atasının girişimiyle ortaya çıkmıştı.
Bu sağlam kapının ikinci kez yaptıranı o azamet ülkesinin padişahı ve biricik şahlar şahı olmuştur.
Hz. Peygamber’in dininin hükümleri yerine getirildikçe Allah, afiyet içinde o padişahın ikbalini artırsın.
Vakanüvis Lütfi kulu Rumeli kazaskeri iken bu beyitleri işitilmek üzere söyledi.
Tarih mısraını incilerden aldım:
Bu (fetva) kapısını Sultan Hamid Hazretleri ihya eyledi.


Ağa Kapısından Şeyhülislamlığa İstanbul Müftülüğü Belgeselini yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz

Yapı hakkında detaylı bir çalışma olan "Ağa Kapısından Şeyhülislamlığa İstanbul Müftülüğü" adlı eser TDV tarafından yayınlanmıştır. 

Fetvahane konu başlığı adı altında TDV İslam Ansiklopedisi için tıklayınız

Hat yazılarının tercümesi KİTABELERİN KİTABI'ndan alınmıştır

Ads