Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

Vefa ve Eski İstanbul

Süleymaniyede Cuma



SAMET ALTINTAŞ imzasıyla yayınlanan yazıda Süleymaniye'de bir cuma yaşamanın keyfi anlatılırken yolculuğun sonunu Vefa ile bitirerek bu eski Osmanlı semti bugünün terk edilmiş Vefa'sına göndermede bulunmuş.

İşte o yazı..

Müminlerin bayramı addedilen cuma gününü tarihî camilerde idrak etmeye ne dersiniz? İlk durağımız Süleymaniye Camii ve çevresi… Önce namazı kılalım, ardından civardaki mekânları gezip yemeğimizi yiyelim.

Şimdi gelin, Yahya Kemal’in “Süleymaniye’de bayram sabahı” dizesini, “Süleymaniye’de cuma namazı” mısraı ile becayiş yapalım. Ve müminlerin bayramını bir selâtin camide idrak edelim. Ama önce buraya nasıl gidilir? Küçük bir yol tarifi: Eminönü’nden Sultanahmet istikametine giden tramvaya binin ve Beyazıt-Kapalıçarşı durağında inin. İstanbul Üniversitesi karşınıza gelecek. Hemen soldaki ara yoldan dümdüz yürüyün. Az ileride Süleymaniye Külliyesi size ‘hoş geldin’ diyecek. Bir başka yol ise şöyle: Asya-Avrupa fark etmez, Marmaray’ın Yenikapı durağında inip; Taksim-Hacıosman metro aktarması yapın. Vezneciler sizin için son durak. Şimdi son İstanbul’un ara sokaklarından Süleymaniye’ye tırmanma vakti, yavaş yavaş… İşte karşımızda bütün ihtişamıyla Süleymaniye Camii duruyor. Burası, aslında cami merkezli medrese, kütüphane, şifahane, hamam, imaret, hazireden müteşekkil bir kompleks. Külliye, tarihî yarımadanın Haliç, Marmara, Topkapı Sarayı ve Boğaziçi’ni gören en yüksek tepesinde yer alıyor. Buradan ‘Aziz İstanbul’un son kırıntılarını seyredebilirsiniz. Bu arada ezan saatine daha var, öyleyse mekân okuması yapmak için buyurun ‘ol mahal’i tanımaya…

1- Hürrem, Kanunî’nin hâlâ yanında
Kamuoyunun en azından ismen de olsa yakından tanıdığı bir padişah oldu I. Süleyman. Caminin hemen yanında yer alıyor türbesi. Buraya adımınızı attığınızda, ‘Muhteşem Süleyman’ın şanlı bir hükümdar; ama basiretsiz bir baba olduğu zehabına katılıyorsunuz. Neden mi? Çünkü yanında hiçbir oğlu bulunmuyor. Hatırlatalım: Şehzade Mehmet ve Cihangir Şehzadebaşı’nda, Şehzade Mustafa Bursa’da, Şehzade Bayezid Sivas’ta, kendisinden sonra tahta geçen II. Selim ise Ayasofya’da uyuyor son uykusunu. 46 yıl saltanat süren bu ‘Büyük Türk’ün yanında sadece çok sevdiği yoldaşı Hürrem Sultan yatıyor, bir de kızı Mihrimah Sultan. Bu arada Süleymaniye haziresinin başka misafirleri de var. Kanunî dışında merkatları olan diğer hükümdarlar ise II. Süleyman ile II. Ahmet. Yine İskenderpaşa Cemaati’nin lideri merhum Zahit Kotku Hazretleri de burada metfun. Ruhlarına hediye ettiğimiz Fatiha ile huzurdan ayrılalım.

2- Caminin mimarına dua vakti
Osmanlı coğrafyasını eserleriyle mayalayan bir deha o. I. Süleyman, II. Selim, III. Murad Han dönemlerinin başmimarı Koca Sinan. ‘Kalfalık eserim’ dediği Süleymaniye Camii’nin gölgesinde, Haliç’e bakan tarafta yatıyor. 99 yıllık hayatına, 81 cami, 51 mescit, 55 medrese, 26 darülkurra, 17 türbe, 17 imarethane, 3 şifahane, 5 suyolu, 8 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen, 48 hamam olmak üzere 375 şaheser sığdırmış bir üstat. Onun göğe minareler inşa eden bir medeniyetin orkestra şefliğini yapmasının ardında, kişisel tarihinde kendini tanıtırken kullandığı şu ifadelerdeki tevazu yer alıyor zannımca: “El fakiru’l hakir ser mimaran-ı hassa.”

3-Dünyanın sayılı kütüphanelerinden biri

Yönümüzü caminin karşısında bulunan Süleymaniye Kütüphanesi’ne çevirelim. Burası, mutlaka görülmesi gereken bir kitap bahçesi. Yazma eser bakımından dünyanın sayılı kütüphaneleri arasında yer alıyor. Daha detaylı bilgi vermek gerekirse; içeride 106 koleksiyon mevcut. Bunların 70 bin cildi yazma, 120 bin cildi ise basma eser. Bunlardan 12 bin cilt kitap Türkçe, 50 bin cilt Arapça, 3 bin 680 cilt ise Farsça eser olarak kayıtlarda. Öyleyse ilgi alanına göre, buyrun sayfalara seyahat edin.


4- Ana kubbenin altında Nur Suresi yazılı
Ezan-ı Muhammedî okunuyor, davete icabet edelim. Süleymaniye Camii, Osmanlı klasik döneminin zirve eserlerinden şüphesiz. Mimar Sinan’ın 1550-1557 seneleri arasında inşa ettiği bu devasa yapıyla ilgili küçük bilgiler paylaşalım. Caminin dört minaresi var. Bunun sembolik karşılığı, I. Süleyman’ın İstanbul’un fethinden sonraki dördüncü padişah olması. Minarelerdeki on şerefe ise Sultan’ın, onuncu Osmanlı hükümdarlığına işaret ediyor. Yine 8 bin tona tekabül eden dört fil ayaklı sütun, Hulefa-i Raşidîn efendilerimize hediye edilmiş. Bu ulu mabedin tezyinatı görkeminin yanında oldukça sade. Mihrabın iki tarafındaki pencerelere dikkatlice bakın lütfen. Çini madalyonlar üzerinde Fetih Sûresi, caminin ana kubbesinin altında ise Nur Sûresi yazılı.

5- Kuru fasulyesiz olmaz
Cuma bitti, Allah kabul etsin… Şimdi yemek vakti. Hiç vakit kaybetmeden caminin karşısında bulunan kuru fasulyecilere gidin. Ve siparişinizi verin: Kuru fasulye, pilav, cacık, turşu, üstüne de kabak tatlısı. Bu arada menüde kısıtlı da olsa başka yemekler de söz konusu. Ama buranın millî yiyeceği kuru fasulye sevgili kari!

6- Haliç’e nazır çay keyfi
Yemek sonrası hem çay hem muhabbet için civardaki mekânları salık veririz. Dileyen Haliç yahut Boğaziçi manzaralı kafeleri tercih edebilir, dileyen daha kendine has bir atmosferi olan çay bahçesini. Şunu da ihmal etmeyin sevgili kari, buraya kadar geldiniz. Darüzziyafe’nin yanındaki merdivenler sizi Suriyeli mültecilerin yaşamaya çalıştığı terk edilmiş evlerin arasından Vefa semtine götürecek. Hem bir semte adını veren Şeyh Ebu’l Vefa’ya selam verin hem de bozadan tadın.
vefa semti, istanbul, turizm, seyahat, geziyorum

Top Post Ad

Below Post Ad

Ads