
AkBaba, Buharadan Fatih Mehmete Hocalık Yapmaya Gelen Alim
Evliyalar şehir kadim İstanbul'umuzun sahil beldelerinden olan Beykoz denilince akla Yuşa Peygamber (as) gelmektedir. Meşhur Yuşa Tepesine adını veren peygamberin buradaki makamı dışında Beykoz'un hemen hemen her yerinde ortaya çıkmış, çıkmayı bekleyen sayısız yatırları var.Başlıcaları, Çakmak Dede, Gazi Yunus, Uzun Evliya, Tezveren Dede, Mehmet Efendi, Ethem Efendi, Şeyh Mehmet Selim Efendi, İskender Paşa, Şemsi Sultan, Kavak Hasan ve Abdülhâkim Buhari Efendi... Bunlardan biri de bugünkü Özbekistan topraklarında yer alan Buhara'dan İstanbul'a Fatih Sultan Mehmet Han hazretlerine hocalık yapmak için gelen Mehmet Efendi ya da Ak Mehmet efendi. Günümüzde Akbaba Hazretleri olarak bilinen şahıs.
Akbaba Sultan, gerçek adı Mehmed ve Ak Mehmed Efendi olan, Buhara’dan Fâtih Sultân Mehmed Hân ile Konstantıniyye şehrini fetheden “ni’me’l-ceyş” ifadesiyle başlayan hadis-i şerifte "ne güzel asker" unvanına sahip gazi, mutasavvıf şeyh ve alim.
Hacı Bayram-ı Velî’nin müridi ve halifelerinden Akşemsettin ile birlikte Fâtih Sultan Mehmed’e danışmanlık yapmıştır. Akbaba Sultan, Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi öncesi kendisine zaferi müjdeleyen ve Akşemsettin ile birlikte iki hocasından birisi olduğuna inanılıyor.
Fetih’den sonra izin alıp talebeleri ile Akbaba köyü'ne yerleşmiş, kendi adıyla anılan Akbaba köyünde ebedi istirahatgahındadır.. Sonralarda türbenin yanına Can Fedâ Hâtun Câmii inşa edilmiştir. Türbesi Yuşa Peygamber’den sonra Beykoz’daki sık ziyaret edilen yerlerdendir. Akbaba köyünün çevresinin zengin bitki örtüsü ve menba sularından ötürü İstanbul’un en gözde mesirelerinden biri olduğu bilinmektedir.
Bugün yeni yapılmış halde türbe ziyaretçilerinin rahatça ibadet edebildiği Can Feda Hatun Caminden bahsedelim.
Can Feda Cami, III. Murad zamanında, Topkapı Sarayı hareminin nüfuzlu kethüdası Canfeda Hatun tarafından 1588 yılında yaptırılmış. III. Murad'ın annesi Nurbanu Sultan'ın cariyelerinden olan Canfeda Hatun'un İstanbul ve çevresinde çeşitli hayır eserleri bulunuyor. Aynı isimde Fatih Karagümrük semtinde de bir cami bulunmaktadır. Caminin bahçesinde Mimar Sinan tarafından yaptırıldığı söylenen hamamın kalıntıları ve kemerli bir de su sarnıcı bulunuyor. Caminin ilk hali ve daha sonra yapılan ikinci halinden eser kalmamıştır. 2014 yıllarında Beykoz Belediyesi’nin girişimleriyle Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından mabedde ihya çalışmaları yapılarak bugünkü şeklini almıştır.
Akbaba türbesi nerededir.
Beykoz merkeze yedi km. uzaklıkta Akbaba Mah., Mahmudiye Çıkmazı (Kar Çıkmazı) No:111 Beykoz adresinde bulunuyor.
Akbaba köyü Dereseki köyü yolu üzerinde bulunuyor. Akbaba köyüne ya da Dereseki yönüne bol miktarda İETT otobüsü ile gelmeniz kolay. Ancak otobüsten sonra bir 15 dakikalık yol sizi bekliyor. Köyde kime sorsanız yolu gösteriyor.
Beykoz merkeze yedi km. uzaklıkta Akbaba Mah., Mahmudiye Çıkmazı (Kar Çıkmazı) No:111 Beykoz adresinde bulunuyor.
Akbaba köyü Dereseki köyü yolu üzerinde bulunuyor. Akbaba köyüne ya da Dereseki yönüne bol miktarda İETT otobüsü ile gelmeniz kolay. Ancak otobüsten sonra bir 15 dakikalık yol sizi bekliyor. Köyde kime sorsanız yolu gösteriyor.

İstanbul'un fethinde bulunmuş kutlu askerlerden Akbaba Mehmed Efendi Hazretleri için bir Bektaşi babası olduğu söylenir. Fetihten hemen sonra, muhtemel devletçe kendisine bağışlanmış olan bu yerde kendi adı ile anılan bir tekke kurduğu ve bunun çevresinde de zamanla aynı isimde bir köyün meydana geldiği anlaşılmaktadır. İstanbul ve çevresindeki diğer tekkeler gibi Akbaba Tekkesi de 1826 yılında Yeniçeriliğin kaldırılışı sırasında kapatılarak mensupları sürgüne gönderilmiş ve daha sonra Nakşibendiyye'ye devredilmiştir. Akbaba Tekkesi son defa 1876–1889 yıllan arasında Nakşibendiyye'den Buharalı Şeyh Abdülhakim Efendi tarafından ihya edilmiştir. Bu zatın vefatından sonra yerine oğlu Ahmed Mansur Mükerrem Efendi geçmiş ve 1925 yılına kadar tekkenin postnişini olarak kalmıştır. Hemen yanında Cenfeda Hatun Cami yakın zamanda yapılmış bir halde yer almaktadır.

Akbaba Sultan Türbesi, türbeden ziyade bir mezar şeklindedir. Zira dört duvarla çevrili mezarın
üzeri açık olup mimari bir özelliği yoktur. Etrafı demir parmaklıklarla çevrilidir. Mezar normal boyutlardadır.

Faydalanılan Kaynak : İslam Ansiklopedisi ve muhtelif sosyal mecra
Fotoğraf ve video @erolkaranet /2023
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız