KUM SAATİ - Bir Hayat Sarhoşu
Kimsesiz sokakların sessiz adamıydı
Belki bir umut bekçisi belki de çilekeş dağların deli yüreğiydi…Kim bilebilirdi ki bu gizemli adamın nereden geldiğini, kim olduğunu bilen yoktu….
Zamana kalmış inat meselelerin sahibi…
***
Yürüyordu…Bir yandan da düşünüyordu.Zamana inat ayakta durmaya çalışıyordu.Bitkin,solgun ve biçare haliyle …Düşünüyordu gençliğini ,deli sarhoşluğunu ve çöküşünü…Nereye baksa o günleri hatırlıyor, ofluyor, püflüyor pişmanlıklar içinde vicdanıyla savaşıyordu…
Evet, pişman olmuştu.Yapmamalıydı…
İnsanların onu pohpohlamasıyla bir yerlere gelme hayali onu adeta büyülemişti.Hele o zamanlarda televizyonda olmak, küçük bir karede rol almak olağanüstüydü sanki…
Sanki evet sanki birileri birilerinin peşine takılıp sevgi sözcükleri dökmeleri, alkışları,insanın en iyi dostlarının bile kaybolmasına yol açarken ”sanki” diyor insan… Amaçsız şeylerin peşinden gitmenizin faydasızlığı ardından sankiler ve keşkeler başlar; komik yada tuhaf kısaca acayip…
***
Kantları olmadan bir emek sarf etmeden bir yerlere gelme çabası sonucunda olumsuz vakalara,sürünmelere,sürtünmelere, ölümlere yol açıyor …
Boş ve emeksiz kazançların ardından düşüşler kayıplar hepsi hazin olaylara yol açıyor.Buda üzücü kısmı tabiki…
O eskiden ünlüydü… şimdi o berduş… şimdi o dertli…
O Sessiz adam bir zamanların aktristi meçhul insan şimdi elinde bir kum saatiyle gençliğinden tek anıyı tek yadigarıyla küçük bir kulübede dostlarına ihanetini,saçma sapan laflara kanıp hayatı ters çevirişine,öldüğünde arkasından bir tek gözyaşı dökecek kimse bırakmamasının acısına yanıp gözyaşlarına boğuluyordu kırılan kalpler ardında…
Ve şimdi O yalnız…
Pişman…
Bir hayat sarhoşu…
DİLARA NUR KARA
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız