Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

Mini Banner

                                               "

Vefa Semti, İstanbul ve Vatanın Her Yerinden

Büyükada Hamidiye Cami... Rumlar Karşı gelince


Büyükada Hamidiye cami Tarihi
Büyükada Hamidiye cami... Osmanlı İmparatorluğu'nun 93 yılına imzasını atmış padişah Abdülhamit han'ın yaptırmış olduğu ve kendi adından dolayı Hamidiye olarak adlandırılan 6 camiden biri de İstanbul Büyükada'da yer almaktadır.
En meşhuru Beşiktaş Yıldız olmak üzere, Ayvalık, Cunda adası, İzmir, Kağıthane de de bulunan Hamidiye camilerinin arasında sayılan Büyükada Hamidiye Cami, konum olarak ada merkezine yürüme mesafesinde, 1895 yılında yapılmış adanın tek tarihi camisidir. Denize ve ormana nazır, adeta yeşil bir cennetin ortasında konuşlanmış olan caminin kadınlar mahfili pencerelerinden, adanın kendisine özgü güzelliği insanı mest etmektedir.

Hamidiye Camine Nasıl Gidilir
Büyükada Camisine gitmek için, saat kulesinin yanından sola girip, caddeyi epey yürüdükten sonra dik inen sokaklardan sağ tarafta Ada Camii sokağı tabelasına dikkat etmeniz gerekmektedir. Zaten sokak bu camiyle bitmektedir. Arka sokağa caminin bahçesinden geçilmektedir. Aslında Adalıların geçit olarak kullandığı camiden yarı çıplak olarak geçenlerin verdiği rahatsızlık can sıkıcı olsa da yapacak bir durum yok.

Rumların Hamidiye Camine Karşı Gelmesi
İstanbul'un fethinden önce Osmanlıların eline gecen adalar, 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar Rum ağırlıklı bir nüfusa ev sahipliği yapmış. Fetihten sonra yerli Rumlar’ın yoğun olarak yerleştikleri Marmara takım ada­larından Büyükada’da XIX. yüzyılda, 1850’lerde Türkler’ in de yaşamaya başlaması sebebiyle ortaya çıkan ihtiyacı karşılamak üzere II. Abdülhamit’in emriyle 1892 yılında yapımına başlanan Hamidiye Cami, 1893 yılında tamamlanmış.

Caminin yapılış aşaması ise sancılı bir döneme tanıklık etmiştir.
O senelerde adada yaşayan yerli Hristiyan kesim Hamidiye Camii’nin yapılmasına karşı çıkmış ve engel olmuştur. Anlatıldığına göre inşaya başlandığı yıllarda gündüz yapılan duvarlar gece gayrimüslimler tarafından yıkıldığı için binanın tamamlanması ancak gece bekçilerinin düzenli nöbet tutmasıyla mümkün olmuş. Rumların giderek zarar vermesi üzerine bu kez de Hamidiye Kruvazörü’nün koruması altında cami tamamlanmış. Cami ile ilgili bir başka rivayet inşaatın Sultan Abdülhamid'in eşinin altınları ile yapıldığı yönünde.

Hamidiye Caminin Cazibe Merkezi Haline Getirilmesi.
Her ne kadar caminin yapılmasına 1850'lerdeki Rumlar karşı çıksa da hayatın garip cilvesi, harap ve bakımsız bir halde yüz yıla yakın zaman kaderine terk edilen caminin 1999'larda başlayan restore çalışmaları, genişletilmesi ve külliye haline getirilmesi de Rumların kendi yapılarına gösterdikleri özen yüzünden restore fikrini ortaya çıkarmış. Ezanla rahatsız olacakların dile getirenlerin tepkileri bir yanda, gayrimüslimlere ait pek cok tarihi yapının düzenli bakımlarının yapılması, harap vaziyetteki Aya Nikola Kilisesi için Amerika’da yasayan bir Rum’un topladığı 3 milyon dolarla restore edilmesi Müslüman halkı cami için harekete geçirmiş. Müslüman ada gönüllüleri, adadaki kiliselere özel günlerde gelen Yunanlılar gibi, Hamidiye Cami için de Müslümanların gelmesi, caminin de cazibe merkezi olması için çalışmalara başlanmış

Hem Okul Hem Cami
Büyükada’nın merkez camisi olarak kabul edilen yapı, halk arasında Mektep cami, Servili Cami ve Büyükada Camii olarak da anılmaktadır. Camii, inşa edildiği senelerde bir mektep olarak tasarlanmış; sonrasında öğrencilerin farklı bir binaya taşınması ve Büyükada’ya yerleşen Müslümanların artmasıyla mescide çevrilerek kullanılmıştır.Dönemin anlayışına uygun, eklektik bir yapıya sahip olan Hamidiye Cami, kesme küfeki taştan yapılmış olup, iki katlı olarak inşa edilmiş. Düz tavanlı olan ve iki sütunun yer aldığı alt kat, ilk yıllarda Türk çocukları için okul olarak kullanılıyormuş. Esas cami olarak kullanılan kata ise iki kollu bir merdiven aracılığı ile çıkılıyor. Son cemaat yerinde, sol tarafta bulunan bir merdivenle ise üst kata çıkılan Hamidiye Cami’nin cami mekanı, kareye yakın dikdörtgen plana sahip. Caminin minaresi de kesme küfeki taştan ve tek şerefeli olarak yapılmış.Cami daha ilk yapıldığında büyük İstanbul depremine mâruz kalmış, hasar görmüş ancak hemen onarılmıştır. 1960 yılında ufak tefek onarımlar geçirmiş, 1999- 2001 yılları arasında da restorasyon uygulanmıştır.
2005 - 2010 yıllarında Hamidiye Camii Derneği tarafından gerçekleştirilen projeyle avlusu yanındaki evin bahçesiyle birleştirilerek büyütülmüş, avluda bulunan biçimsiz binalar yıktırılmış yerine bir hizmet binası yaptırılmış, tuvaletler günün ihtiyaçlarına uygun olarak tekrar düzenlenmiş ve yer altına alınmış, şadırvanın yeri değiştirilmiş ve peyzaj çalışması yaptırılarak bu günkü halini almıştır.

Mimari Yapı
Kapalı bir mekân halinde olan ve pencerelerden ışık alan son cemaat yeri­nin üstünü çıtalı ahşap bir tavan örtmektedir. Tavanın göbeğini iki tarafında birer hilâl olan sekiz uçlu bir yıldız süsler. Son cemaat yerinden bir merdivenle çıkılan kadınlar mahfili kagir ve üstü kurşun kaplı bir tonozla örtülmüş olup sol taraftaki bölümü bir sütunla destek­lenen bir çıkma halinde ana mekâna uzanır.
Hamidiye Camii’nin harimi, mihrabı dı­şarıya yarım yuvarlak bir çıkıntı teşkil eden kare bir plana sahiptir. Bu ana me­kânın üstü dıştan kurşunla kaplanmış ahşap bir kubbe ile örtülmüştür. İç sathı bağdadî çıta üzerine sıvanarak kalem işi nakışlarla bezenen kubbenin göbeğinde siyah zemin üzerine altın yaldızla İhlâs sû­resi yazılmıştır. Harim iki sıra halindeki dikdörtgen biçimli pencerelerden ışık alır.
Dış cephelerde klasik cami mimarisine aykırı olarak bir konak mimarisi görünü­mü ağır basmaktadır. Pencereli bir kitle halindeki Hamidiye Camii’nin saçağının üstünde, Türk sanatının dinî yapılarında hiç görülmeyen bir korkuluk (parapet) dik­kati çeker. Sağ tarafta yükselen bütünüy­le kesme taş minare de klasik minare mi­marisine uymayan bir özelliktedir. Bile­zikli bir biçimdeki kısa gövdesi yuvarlak­tır. Şerefe çıkması ise yine birkaç kade­meli bilezik biçimindedir. Minare külahı, 1894 zelzelesinin ardından İstanbul mi­narelerinin çoğu gibi kârgir olarak inşa edilmiştir.
Yapılan işlerin tamamı Dernek tarafından düşünülmüş, yeni müftülük binasının alınması, projelerin yapılması ve restorasyon, Türkiye Diyanet Vakfı’nın desteğiyle yine Dernek tarafından hayata geçirilmiş, cami avlusundaki uygulamalar ise Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılmıştır.

Orijinalinden Uzak Yine de İlgi Çekici
Çini kemerleri, altın yaldızlarla süslenmiş İhlas Suresi ile tezyin edilen kubbe göbeği, kadınlar mahfilinin bitkisel süslemeleri, zarif ve estetik yapısıyla göz dolduran Hamidiye Camii’nin güzelliğine gölge düşüren işlemler göze çarpıyor.
Caminin dış cephesine, merdiven tarafına yapılan cam yapı, kullanılan malzeme, renk ve estetik olarak hiçbir şekilde uyuşmamaktadır. Caminin arka cephesi rutubetten dökülmeye başlamış. Cami çevresi yakın tarihte düzenlenmişse de hali ahzır çalışanalrın, görevlilerin adam sendeceliğini görmek mümkün.. Caminin çalışanlardan gereken ilgiyi görmediğini ifade edebiliriz. Yol olarak kullanılan avludan geçen ada sakinleri ara molalarını cami bahçesinde dinlenerek gidermektedir. Cami ile aynı sokağı paylaşan Adalar İlçe Müftülüğü'nün gözü önünde olan Hamidiye Camine gereken özenin gösterilmemesini düşündürüyor.

Yahya Kemal Beyatlı'nın Büyükada Cami Hatırası
Yahya Kemâl’in 23 Nisan 1922 de Tevhid-i Efkâr Gazetesi’nde yazdığı makaledeki hâtırası
“Dört sene evvel Büyükada’da oturuyordum, bayramda bayram namazına gitmeye niyetlendim, fakat frenk hayâtının gecesinde sabah namazına kalkılır mı? Sabah erken uyanamamak korkusu ile o gece hiç uyumadım. Vakit gelince abdest aldım, Büyükada’nın mahalle içindeki sâkit yollarından kendi başıma câmîe doğru gittim. Vâiz kürsüde va‘zediyordu. Ben kapıdan girince bütün cemâatin gözleri bana çevrildi. Beni daha doğrusu bizim nesilden benim gibi birini, câmîde gördüklerine şaşıyorlardı. Orada o saatte toplanan Ümmet-i Muhammed, içine bir yabancının geldiğini zannediyordu. Ben içim hüzünle dolu yavaş yavaş gittim. Va’zı diz çöküp dinliyen iki hamalın arasına oturdum. Kardeşlerim Müslümanlar bütün cemâatin arasında yalnız benim vücûdumu hissediyorlardı.
Ben de onların bu nazarlarını hissediyordum. Vaazdan sonra namazda ve hutbede onların içine karışıp Muhammed sesi kulağıma geldiği zaman gözlerim yaşla doldu. Onlarla kendimi yek-dil, yek-vücûd olarak gördüm. O sabah o Müslümanlığa az âşina Büyükada’nın o küçücük camii içinde, şafakta ayni milletin ruhlu bir cemâati idik. Namazdan çıkarken, kapıda âyandan Reşid Âkif Paşa durdu. Bayramlaşmayı unutarak elimi tuttu: “Bu bayram namazında iki def’a mes’ûdum. Hamdolsun sizlerden birini kendi başına câmîe gelmiş gördüm! Berhudâr ol oğlum, gözlerimi kapamadan evvel bunu görmek beni mütesellî etti!” dedi. Hem geldiğimi hem de bayramımı tebrîk etti. Yanındaki eski adamlar da onun gibi tebrîkettiler. Bu basit hâdiseden pek samîmî olarak mahzuzdular. O sabah gönlüm her zamandan fazla açıktı. Biz ki minâreler ve ağaçlar arasında ezan seslerini işiterek büyüdük. O mübârek muhitden çok sonra ayrıldık, biz böyle bir sabah namazında anne millete tekrar dönebiliriz. Fakat minâresiz ve ezansız semtlerde doğan, frenk terbiyesiyle yetişen Türk çocukları dönecekleri yeri hatırlamayacaklar.”

Caminin Kayıp Kitabesinden Geriye Kalan
Büyükada Hamidiye Camii’nin tam olarak ne zaman kaldırıldığı bilinmeyen kitabesinin Osmanlı Arşivlerinde bulunan metni aşağıdadır:
Büyükada Hamidiye Camii için Ekrem Bey tarafından yazılan ve kitabeye konulacak olan tarih şiiri.
25 Nisan 1895

Emîrü’l-mü’minîn Sultân Hamîd-i ma‘delet-kârın
İlâhî ömrüyle efzûn eyle şân ü şevket müzdâd

Penâverîn ve devlet hâmî-i nâmî-i emndir
O hünkâr-ı salâh-endîş o hakan-ı kerem-mu‘tâd

Dem feyzinde sûret-yâb olan âsâr u te’sîsât
Umûmen eylemekde himmet ve lutfundan istimdâd

İdüb bir ma‘bed-i âlî dahi inşâ bu mevki‘de
Cezîre ehl-i tevhîdin umûmen eyledi dilşâd

Edâ-yı farz ü sünnet eyledikce pençkâh ümmet
İderler vâcib-i da‘vât-ı iclâlin edâ efrâd

Huzûr-ı hazrete târîh-i tâmmın arz ider Ekrem
Bu enfes ma‘bedi Sultân Hamîd Han eyledi bünyâd ( h. 1310 = m. 1892)
Olur da bir gün yolunuz Büyükada’ya düşerse eğer, Hamidiye Cami’yi de görmeyi ihmal etmeyin.

Kaynaklar
Hamidiye Cami Derneği Web Sitesi için tıklayınız
Adalara Gidelim web sitesi için tıklayınız
Adalar belediyesi web sitesi için tıklayınız
Adalar Müftülüğü web sitesi için tıklayınız
Adalar Postası web sitesi için tıklayınız


























vefa semti, istanbul, turizm, seyahat, geziyorum

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*