Ads

Ads

İstanbuldaki Sahabe Türbeleri


İstanbuldaki Sahabe Türbeleri

Bizans döneminde Emevi veya Abbasi ordularıyla birlikte şehri fethetmek için buraya gelmişlerdir. Daha sonra çeşitli nedenlerle hayatlarını kaybetmişler ve İstanbul'a gömülmüşlerdir. İstanbul Osmanlılarca fethedildikten sonra bu sahabelerin mezarları tesbit edilmiş ve üzerlerine türbe ve mescitler inşa ettirilmiştir. İstanbul'da, 28 sahabe kabri vardır. Bunların 9'u Ayvansaray'da surların dibinde, 4'ü Eyüp'te, 3'ü Karaköy Yeraltı Camii'nde, 1'i Karacaahmet Mezarlığı'nda, 12'si ise Suriçi bölgesindedir. Bu mekanların birçoğu kabir olmaktan çok "makam" niteliğindedir.

İşte İstanbul'da mezarları bulunan sahabeler 

1. Eyüp Sultan -Ebû Eyyub el-Ensâri (Hz. Hâlid bin Zeyd el Ensari):
Asıl adı Halid b. Zeyd olan Eyüp Sultan Hazretleri’ne, Efendimiz’in hicretinde Medine’de kendisine mihmandarlık yaptığı için Mihmandar-ı Resul de denir. Dışı çinilerle süslü türbe özellikle cuma, Ramazan, kandil ve buayram günleri ziyaretçilerle dolup taşar. İşleri ters gidenler, kısmetini açtırmak isteyen kızlar, yeni evlenenler, bir derdi olanlar ve özellikle sünnet çocukları burada dua eder. Türbenin ayak ucunda bulunan suyun kalp hastalığına şifa olduğuna inanılır.. Hazrec’in Neccaroğulları Kabilesi’ndendir. Medine’ye göçmek zorunda kalan Âlişan Efendimiz’e evini açmış, evinde altı ay misafir etmiştir. Ayrıca Peygamber Efendimiz’den sonra Kur’an-ı Kerim’in bir araya getirilmesinde de hizmetleri geçmiştir.( Ruhlarına Fatiha)
Efendimiz’in İstanbul’un “bir gün mutlaka” feth edileceğine ilişkin müjdesinin arkasına takılıp Yezid kumandasındaki orduyla İstanbul’a gelmiş, bir salgın hastalık sonucu vefat etmiştir.
Bugün kendi adını taşıyan semtte, (Eyüp’de) adını taşıyan camiin (Eyüp Sultan Camii) yanındaki türbesindedir.

2. Hz. Ebu’d Derda:
Şam’daki ilk Müslüman kadıdır. Asıl adı Uveymir bin Zeyd bin Kays’tır. Bedir Savaşı sırasında Müslüman olmuş ve Peygamber Efendimiz tarafından övülmüştür.
Ebu’d Derda Müslüman olduktan sonra, Hz. Peygamber’le daha çok vakit geçirebilmek için ticareti bırakmıştır. Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen ilk dört hafızdan biridir.
O kadar sevilmiştir ki, Eyüp ve Üsküdar’da iki, Konya Ereğli’sinde ise bir makamı vardır.

3. Hz. Ka’b:
Tam ismi bilinmemektedir. Türbesi, Eyüp Sultan sınırlarında, çevre yolu ile surların arasındadır.

4. Hz. Ebû Şeybe el-Hudri:
Kâinatın Efendisi’nin İstanbul’un fethiyle ilgili hadisinin peşine takılıp ilerlemiş yaşında İstanbul’u fethe gelenler arasındadır. Fatih Sultan Mehmed tarafından yaptırılan türbesi, Ayvansaray’da Toklu Dede Haziresi’nde bulunmaktadır.

5. Hz. Hamdullah el-Ensâri:
Medinelidir. türbesi, Ayvansaray’da Toklu Dede Haziresi’nde bulunmaktadır.Ebû Şeybe el-Hudri ile aynı türbenin ayrı odalarında ebediyeti uyumaktadır.

6. Hz. Ahmed el-Ensâri: 
Medinelidir. Kabri, Ayvansaray’da Toklu Dede Haziresi’ndedir.

7. Hz. Muhammed el-Ensâri: Medinelidir.
Ebû Eyyûb el-Ensâri hazretleri ile birlikte İstanbul kuşatmasına katılmıştır. Ayvansaray’da, Karabaş Mahallesi’nde bulunan türbesi, “Sultan Mahmud güneşi” olarak tanımlanan süslemelerle dikkat çekmektedir.


8. Hz. Câbir bin Abdullah el-Ensâri:
Hazreçoğulları’nın Beniseleme kolundandır. Medine’de doğmuştur. Hz. Peygamber’i II. Akabe Beyatı esnasında henüz çocuk yaşta iken tanımış, beraberinde tam 19 savaşa katılmıştır.
1540 hadis rivayetiyle en çok hadis rivayet eden beş sahabeden biridir. Hz. Peygamber’in vefatından sonra dört halifeye danışmanlık yapmıştır. İstanbul kuşatmasında orduya sancaktarlık ettiği söylenmektedir.
Türbesi, Ayvansaray’da Atik Mustafa Paşa Camii içerisindedir.

9. Hz. Ebû Zer el-Gıfârî:
Vaktiyle yağmacılık yapan, yol kesen ve putlara tapan Gıfar Kabilesi’ndendir.
Müslüman olduktan sonra, Medine-i Münevvere yakınlarındaki Gıfar’da İslamı tebliğe başlamıştır…
Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarına ve Kıbrıs Fethi’ne katılmıştır. Hastalığında Efendimiz’in başucundan ayrılmamıştır.
Türbesi İstanbul/Ayvansaray’da Karabaş Mahallesi’ndeki Çınarlı Çeşme Mescidi’nin yanındadır. Diğer makam kabri ise Adıyaman’da bulunmaktadır.

10. Hz. Amir (Hz. Abdüssâdık Amir bin Ubâde bin Sâme):
Hakkında fazla bilgi yoktur. Türbesi, Edirnekapı’dan, sur dibinden Eyüp’e inen yolun sağında kalan mezarlıktadır.Türbenin ayakucunda Reîsülhattâtîn Eğrikapılı Râsim Efendi’nin kabri vardır. Bu mezarlıkta ayrıca birçok ünlü Osmanlı Devlet adamı da yatmaktadır.

11. Hz. Hafir: 
Ebû Eyyûb El-Ensâri hazretlerinin yeğenidir. Ebû Eyyûb El-Ensâri hazretleriyle katıldığı kuşatmada vefat ettiği sanılmaktadır.
Türbesi, Edirnekapı’dan sur dibine inerken, Eğrikapı girişinin hemen solundadır. Ayrıca Eyüp Sultan’da Abdülvedüd Mahallesi’nde bir mezarı daha vardır.

12. Hz. Abdullah el-Hudri:
Türbesi Fatih İlçesi’nde, Kandilli Türbe Sokağı üzerinde, İvaz Efendi Camii yakınındadır.

13. Hz. Şu’be: 
Hakkında kesin bilgi olmamakla birlikte kuşatmada şehit olduğuna inanılmaktadır.
Kabri Fatih’de, Acıbey Mahallesi, Şişhane Caddesi’ndeki bir evin bahçesindedir.

14. Hz. Ebû Saîd el-Hudri: 
Asıl ismi Sa’d bin Malik bin Sinan El-Hudri’dir. Medineli Hazrec Kabilesi’ndendir. Çocukluğunda Mescid-i Nebevi’nin inşasına yardım etmiştir. Kabri, Fatih’te Kariye Camii bitişiğindedir

15. Hz. Hüsam bin Abdullah el-Ensari: 
Medinelidir. Rivayete göre Bizans İmparatoru, Müslümanların şehirde serbestçe gezmelerine ve Ayasofya’nın bir kenarında namaz kılmalarına (doğrusu, İmparator, bazı laikçilerimizden daha insaflıymış) izin vermiş, ancak nedense bu sahabe Bizans’ın içinde gerçekleşen bir saldırısı sonucu şehit edilmiştir.
Türbesi, Fatih’te Sultan Çeşmesi Caddesi’nde Sultan Hamamı’nın (bugün Paşa Hamamı olarak biliniyor) külhan kısmındadır.

16. Hz. Câfer bin Abdullah el-Ensâri: 
Medinelidir. Bizans kuşatmasında şehit olduğu yolunda rivayetler vardır.
Türbesi Fatih’te Hoca Kasım Günâni Camii’nin mihrabı önünde bulunmaktadır. Bu cami “Hasan-Hüseyin Camii” olarak da bilinir.

17. Hz. Hasan-Hüseyin kardeşler: 
İstanbul’a Ebû Eyyub El-Ensâri ile birlikte gelmişlerdir. Bizans hükümdarının verdiği izinle şehre girip gezmişler ve bu esnada Bizanslı serkeşlerin saldırısı sonucu şehit olmuşlardır.
Ebediyeti uyudukları varsayılan türbe, Fatih’te Hoca Kasım Günâni Camii’nin karşısındaki yokuştadır.

18. Hz. Abdullah el-Ensâri: 
Medinelidir. Hakkında başka bilgi yoktur. Bunun da Bizanslılar tarafından şehit edildiği sanılmaktadır. türbesi Fatih’te Hoca Kasım Gürâni Mahallesi’nde Kürkçüçeşme Sokağı’ndadır. Aynı türbede dört kabir daha bulunmaktadır.

19. Hz. Amr bin Âs: 
Mekke’de dünyaya gelmiştir. Asıl ismi Amr bin El-Âs bin Vâil es-Sehmi el-Kureşi’dir. Kureyş’in önde gelenlerindendir.Hem askeri, hem de siyasi açıdan son derece bilgili biridir.
Müslüman olmadan önce Müslümanlara karşı savaşan Kureyş ordusuna komutanlık etmiş, ancak Müslüman olduktan sonra bundan çok büyük pişmanlık duymuştur.Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde, Güneydoğu Filistin’in fethinde bulunmuş, küçük bir askeri birlikle büyük başarılar kazanmıştır.
Hz. Ömer döneminde ise Filistin’i tümüyle Müslümanlaştırmıştır. “Mısır Fatihi” olarak da tanınmaktadır. Sıffin Savaşı’nda Şam Süvari Birlikleri’nin komutanlığını üstlenmiştir. Hâricîler’in suikastından kılpayı kurtulmuş, ancak bu olaydan üç yıl sonra vefat etmiştir.
Makam türbesi Karaköy’deki Yeraltı Camii’nde (Kurşunlu Mahzen Camii) bulunmaktadır. Bu cami, Kemankeş Caddesi üzerindedir.

20. Hz. Vehb bin Huşeyre:
Rivayete göre, İstanbul’un Mesleme komutasındaki ordu tarafından kuşatılması esnasında şehit düştü.
Makamı Karaköy Yeraltı Camii’ndedir.

21 Hz. Süfyân bin Uyeyne:
Küçük yaşta ilim tahsiline başlamıştır. Keskin bir zekâya, sağlam ve güçlü bir muhakemeye sahip olan bu sahabe yedi bin hadis rivâyet etmiştir.
Makamı Yeraltı Camii’ndedir.

22 Hz. Abdurrahman eş-Şâmi:
Eyyüb Sultan hazretlerinin sancaktarı olduğu rivayet edilmektedir. İstanbul’un ilk kuşatmasında şehit olduğu bilinmektedir.
Abdurrahman eş-Şâmi hazretlerinin de Bizans İmparatoru’nun teminatına güvenip sur içinde uzun gezilere çıktığı kaynaklarda mevcuttur. Bu gezilerin birinde kalleşliğe uğradığı ve şehit edildiği rivayet edilmektedir.
Türbesi Eminönü İlçesi’nde Sultan Ahmet Camii’nden Ayasofya Camii’ne doğru giden Kabasakal Caddesi üzerindeki Tevfikane Sokak içindedir.

Bilgi notu: 
Bu türbelerin çoğunun inşa ve ihyası Sultan II. Mahmud’un dindar kızı Bezmiâlem Sultan sayesinde olmuştur.
Yeniçeri Teşkilâtının 1826′da kaldırılması esnasında meydana gelen boşluk ve başıbozukluk döneminde ortaya çıkan gasp ve hırsızlık olaylarının (çünkü polis teşkilâtı henüz yoktu) bazı bölgelerde yok denecek kadar az olduğu dikkate alınıp araştırılınca “türbe” gerçeğiyle karşılaşılmıştır.
İstanbul’un külhanbeyleri, ipten-kazıktan kurtulmuşları bile “türbe”ye saygı gösteriyor, türbe bulunan semtlere hırsızlığa, serkeşliğe gitmiyorlardı.
Bezmiâlem Sultan dindarane duygularını, suç oranını azaltmak gibi sosyal bir ihtiyaçla bütünleyerek türbeleri onartmış, böylece güzel bir hayra vesile olmuştur.

Allah-u Teala Hepsinden Razı Olsun

Ads