Hayatımızın her yönü batıl inançlar ve hurafelerle dolu ve biz bazen bilinçli olarak bazen de bilinçaltımız yoluyla bu hurafelerin yaşamımızı yönlendirmesine izin veriyoruz.Elbegte ki bunlardan bazıları gerçekten doğru olabilir, ancak bilimsel olarak kanıtlanmamış olan önermelere boş inanç gözüyle bakmalı ve bunların bizi olumsuz etkilemesine izin vermemeliyiz.
İşte size en ilginç bulduğumuz hurafelerden bazıları:
- "Hamile kadının karnı ‘sivri’ olursa veya ‘tatlılara’ aş ererse çocuk erkek, karnı ‘yuvarlak’ ise veya ‘ekşili ve acılı’ yiyeceklere aş eriyorsa çocuk kız olur.”
- “Bebeğin anne karnında ilk kıpırdadığı an kadın kime bakarsa bebek ona benzer.”
- “Bebeğin göbeği düştükten sonra evine bağlı olması için göbek evde sandık içine konur veya okuması arzulanan okulun bahçesine gömülür.”
- “Hamile kadın, kuşağına yumurta koyarsa, doğacak olan çocuk gamzeli olur.”
- “Hamile kadın kuşağına elma koyarsa, doğacak çocuğun yanakları kırmızı olur.”
- ”Hamile iken yılan gören kadının, doğacak olan çocuğu ağzı açık halde uyur.”
- ”Rüyada asker gören kadının oğlu, altın gören kadının kızı olur.”
- ”Satılmış ve Satı isimlerinin kaynağı: Çocuğu yaşamayan bir kadın bir yatıra "Bunu sana sattım" der ve kurban kestirir. Kadının kızı olursa adını Satı, oğlu olursa Satılmış koyar. Aksi halde çocuğu yaşamaz.”
- “Çocuk dünyaya geldikten sonra yıkanıp tuzlanır ve sofraaltı denilen beze (örtüye) sarılırsa tokgözlü olur.”
- “Çocuğun göbeği cami avlusuna gümülürse dindar, okulun bahçesine gömülürse âlim, ahıra gömülürse malcı olur. Ayrıca göbek suya atılırsa huyu temiz, evin içinde bir yere gömülürse gözü dışarda olmaz.”
- “Doğum sırasında ‘kilit açma’, ‘örgülü saçları çözme’ ve ‘dilenciye sabun verme’ doğumu kolaylaştırır.”
- “Lohusanın mezarı 40 gün açık kalır ve bu nedenle bu süre içerisinde yani kırkı çıkmadan anne ve bebek evden dışarı çıkarılmaz.”
- “Aynı günlerde doğum yapmış iki annenin karşılaşması uğursuzluk getirir. Karşılaşırlarsa kırkları karışır.”
- “Bir evde yeni doğan bir bebek varsa kırkı çıktıktan sonra yapılan ziyarette eve giderken "bismillah" denilir ve sobanın başında elbise silkelenir. Böylece dışardan gelen cinler sobanın üzerine atılmış olur.”
- “Lohusa kadının ve çocuğun yastığı altına iğne, çuvaldız, kama, bıçak konursa albasmaz.”
- “Hamileyken yumurta yiyen kadının çocuğu haylaz olur.”
- “Yeni doğan çocuğun beşiği altına türbe ve kabirlerden toprak getirilip konursa çocuğu cadı boğmaz.” (“cüher almak”).
- “Çocuk fıtık doğarsa, kilodu çalı ağacının bir dalı yarılarak arasından geçirilince fıtığı iyileşir.”
- “Çocuğun kırkı çıkmadan tırnağı kesilirse ya arsız ya da hırsız olur.”
- “Yeni doğan çocuk, bayram günü bir dişi eşeğe ters bindirilip köyün etrafında dolaştırılırsa ömrü mutlu geçer.”
- “Çocuğun doğduğu yerde elişi yapılırsa göbeği düşmez.”
- “Cuma günü çocuğun ayakları bir cami kapısında bağlanır, Cuma namazından sonra çözülürse hastalığa tutulmaz.”
- “Erkek çocuk sünnet olurken annesi oklava sallarsa, sünnet acısız ve kolay olur.”
- “Bebek ayakları altından öpülürse talihsiz olur.”
- “Boyu ölçülen çocuk kısa kalır.”
- “Çocuğun boyu metre ile ölçülürse ömrü kısa olur.”
- Diyanet, toplumda en yaygın olan hurafeleri 'aile, uğur ve uğursuzluğa inanmak, cenaze, şifa, türbe"yatır, hıdrellez, baht açılması, namaz, nazar, dua, adak"kurban, misafir, bayram, sihir"büyü"fal, muska, ay ve güneş tutulması' başlıkları altında açıkladı.
- " Ateşe su dökülürse cin çarpar, yiyeceklerin ağzı kapatılmadığında gece onlardan cinlerin yediği anlayışı,
- " Kuran ve sünnet ile örtüşmediği halde dövme yaptırmak, erkeklerin küpe takması, burçların insan karakterine etkili olduğu inancı,
- " Türbe, yatır gibi yerlerden medet ummak. Bir yatırın mezar taşına mum yakıp, dilek tutmak,
- " Sünnet olan çocuğun acısının azalacağına inanılarak sünnet olma anında annesi ve diğer hanımlar tarafından oklava çevirmek,
- " Yeni doğan çocuğun dindar olması için göbek bağını keserek cami avlusuna bırakmak,
- " Konuşmayan çocukların konuşabilmesi için cuma namazından sonra müezzin tarafından cami anahtarını çocuğun ağzına sokup çıkarmak,
- " Yürümeyen çocukların ayaklarına ip bağlayarak cuma namazından ilk çıkan kişiye ipi kestirmek,
- " Kırkı çıkmamış bir bebeğin tırnakları kesilirse o çocuğun hırsız olacağına inanmak,
- " Küçük çocukların üzerinden atlanıldığında boylarının kısa olacağına inanmak,
- " Çocuğu olmayanlara çocukları olması için deve dili veya etini yedirmek,
- " Çocuk doğan eve 40 gün süre ile et alınmaması gerektiğine inanmak,
- " Yeni doğan çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması gerektiğine inanmak,
- " Boyu ölçülen çocuğun cüce kalacağına inanmak,
- " Gelinin kucağına erkek çocuk verilince çocuğunun erkek olacağına inanmak,
- " Loğusa kadının herhangi bir şeyden zarar görmemesi inancıyla, bulunduğu yere süpürge, soğan, sarımsak asmak, yastığının altına iğne, bıçak gibi şeyler koymak,
- " Loğusa kadını kırkı çıkana kadar yalnız bırakmamak,
- " Hamile kadınların saçlarını kesmemeleri gerektiğine inanmak,
- " Nikah esnasında gelin ve damadın birbirlerinin ayağına bakması halinde, önce basanın sözünün geçeceğine inanmak,
- " Gelin ve damadın üzerine para, üzüm, şeker ve leblebi gibi şeyler atıp, kapıda küp kırmak,
- " Evlenmeyen genç kızların kısmetinin açılması için müezzine minareden para attırmak, mendil veya eşarp sallatmak,
- " Baykuş ötmesi, kara kedinin insanın önünden geçmesi, horozun vakitsiz ötmesi, insanların ve araçların önünden tavşanın geçmesinin uğursuzluk sayılması, karganın ötüşünün o bölgeye gelecek belanın işareti olarak kabul edilmesi,
- " İki bayram arasında nikah yapmak, duaların kabulü için mübarek gecelerde ziyaretgahlarda mum yakmak, gece vakti tırnak kesmek, cuma ve arefe günlerinde çamaşır yıkamak, dikiş dikmek, temizlik yapmak, akşam sakız çiğnemeyi ölü eti çiğnemek gibi kabul etmek, gece aynaya bakmak gibi şeylerin uğursuzluk getireceğine inanmak,
- " Elden ele sabun, makas, bıçak, iğne ve soğan vermenin uğursuzluğuna inanmak,
- " Sağ elinin içi kaşındığında para geleceğine, sol elinin içi kaşındığında da para çıkacağına, ayak altı kaşındığında da yola çıkılacağına inanmak,
- " Cam ve porselen gibi eşyanın aniden düşüp kırılmasını, bir belanın defedileceğine işaret saymak,
- " Merdiven altından geçmeyi uğursuzluk saymak,
- " Cenazenin 7., 40., 52. gecesi ile ölüm yıldönümünde hatim ve mevlit okutmak,
- " Cenazenin alkışlanma uğurlanması, cenazenin arkasından slogan atmak ve çiçek serpmek, cenaze için üçüncü gününde helva ve yemek dağıtmak, kefen arasına dua, ayet ve vasiyetname koymak, ölen kimse için arefe günü kurban kesmek,
- " Hastanın başı üzerinde tuz gezdirmek, köz söndürmek, kurşun döktürmek,
- " Dileğin kabulü için ağaçlara bez"çaput bağlamak, türbelere adakta bulunmak, türbe ziyaretlerinden şifa beklemek,
- " Hıdrellez günü sahile gidilerek kuma veya toprağa ev, araba veya kadın resimleri çizilerek böylece çizilen resimler sayesinde ileride onlara sahip olunacağına inanmak,
- " Camiye girerken cami duvarını öpmek,
- " Tekke ve türbelerde kurban kesmek, türbe ve tekkelerden şifa beklemek, mum yakmak, el yüz sürmek,
- " Misafirin, askere gidenin veya yola çıkanın arkasından su dökmek,
- " Kahve falına bakmak, falcılara, büyücülere gitmek,
- " Ay ve güneş tutulmasında silah atmak, teneke çalmak
Social Plugin