Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

                                   "

Vefa Semti, İstanbul ve Vatanın Her Yerinden

Harput Kalesi ve Çevresinde Küçük Bir Gezinti

Elazığ'ın en eski yerleşim birimi olan tarihi Harput mahallesi Urartular'dan Osmanlılara birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Harput, Elazığ İli Merkez İlçesinin kuzeybatısındaki dağlık ve kayalık olan engelebili bir arazi üzerine kurulmuş tarihi bir şehirdir. Şehre batı yönünden dar kapı denilen Dış Kale Duvarı ile girilir. Bir ana caddesi vardır. Bu cadde dar kapıdan başlar. Sarehatun Camii ile devam edip Ulu Camiye kadar uzanır. Cadde üzerinde yer yer camiler, hamamlar, türbeler, çeşmeler ve dükkanlar yer alır. Caddeye açılan sokaklarda tarihi evler yer almakta, bunların arasında birçok terk edilmiş harabe halinde yıkıntılar bulunmaktadır.
Harput kalesi Elazığ'ın Harput ilçesinde bulunan Urartular tarafından inşa edilmiş bir kaledir.Milattan önce 8. yüzyılda inşa edilen bu kale tarihte süt kalesi olarak da bilinmektedir. Tarihte bu kaleye süt kalesi denmesinin sebebi yapımında harç yerine süt kullanılmasından ötürüdür.
Harput kalesinin bir adı da “Süt Kalesi”dir. Bu kaleye Süt Kalesi denmesinin ilginç bir hikayesi vardır. Kalenin temelleri atılır. Kale duvarları yükselmeye başlar. Ancak o yıl başlayan su kıtlığına bir çare bulunamaz. Aynı yıl bu su kıtlığının aksine hayvanların sütleri oldukça boldur. Zamanın hükümdarı emir verir. Harç için süt kullanılacaktır. Hayvanlar sağılır. Harç süt ile karılır, kale tamamlanır.
Diğer bir efsaneye göre ise kalenin pek çok dehlizi vardır. Bu dehlizlerden birinde güzellerden güzel bir kız yaşar. Ancak büyülü olduğundan sürekli kendisi için yaptırılan bir altın köşkte uyumaktadır. Yalnız her yıl bir kez uyanır “Süt Kalesi yıkıldı mı? Katırlar kuzuladı mı? Dere hamamının yerinde yeller esiyor mu?" diye sorar, sonra yeniden uykuya dalar. Eğer bu sayılanlar gerçekleşirse Harput'un yıkılacağı ve kıyamet kopacağına inanılmaktadır. Bazı kişilerin bu kızın sesini duyduğunu da kulaktan kulağa söyleen efsaneler arasındadır. ( Kaynak : Kültür Turizm)
Yazılı kaynaklarda kalenin yapımıyla ilgili süt kullanıldığına dair bilgi olmadığını aktaran FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Harput Kalesi Kazı Başkanı Prof. Dr. İsmail Aytaç, çocuklara anlatılan ve sonra efsaneleşen bu olayların edebiyat ürünleri olduğunu söyledi. Mitolojinin teknolojiden önceki dönemler açısından insanları bilgilendirme yönünden çok kullanılan bir edebiyat türü olduğunu belirten FÜ Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Aytaç, “Harput’ta da bir çok efsane vardı. Bunlardan birisi de kalenin Süt Kalesi oluşuyla ilgiliydi. Efsaneye göre, Harput Kalesi surları yapılırken kuraklık olduğu, o kuraklıktan dolayı su bulunmadığından harç karışımının yapılmadığı söylenir. Harç için buradaki sürülerden elde edilen sütün kullanıldığı, bundan dolayı da kalenin surlarının sütle yapıldığı ve adının da süt kalesi olduğuna inanılmaktadır. Harput Kalesi'ndeki surların yapımında genellikle kalker taşı kullanılmıştır. Bu ocaktan çıktığında beyaz olan taş, zamanla hava ve güneşle temas ettiği için rengi biraz sarımtırak hale gelmiştir. Ancak yeni çıkan ocak taşları beyazdır. Uzaktan bakıldığında da çok beyaz surlar olduğundan halk arasında Süt Kalesi olarak geçmiştir. Zamanla da bu efsane olmuştur. Kalede yaşanan fetihler sırasındaki o olaylar, hep bu Süt Kalesi'yle bağdaştırılarak hikaye haline getirilmiştir. Bu bakımdan Harput’un yerleşmesi ve hikayeleri bizim açımızdan önem arz etmektedir” dedi. ( Kaynak : Habertürk )

Kalenin etrafındaki Meryem Ana Kilisesi ve Kale Hamamının içinde bulunduğu; Kalenin etrafını, batı, güney ve doğusundan çevreleyen dere ile karşı tarafında yaklaşık 20 m.lik bir koruma bandının sınırını oluşturduğu, Kalenin kuzeyindeki Roma dönemi ve kalıntılarının bulunduğu alan ile Dabakhanein kuzeydoğusundaki, Roma dönemi özelliği gösteren mezarlık alanı ile aynı yerde bulunan Kaya mezarının bulunduğu bölgedi ve üç ana bölümünden oluşmaktadır
Kaya Mezarlıkları: Kalenin kuzeyinde Meryem Ana Kilisesi ile Dabakhane arasındaki yolun üst kısmında, Roma dönemi ve sonrası kalıntılarının yer aldığı, giriş kısımları önden görülebilen dehlizler ile zor seçilebilen yerleşimlere ait temel kalıntıların bulunduğu bir kay mezarlıkları alanı mevcuttur.
Roma Mezarlığı: Dabakhanenin hemen kuzeydoğusunda ve üstünde, Roma Dönemi özelliği gösteren arazi yüzeyinde serpilmiş durumdaki yaklaşık 1 metre uzunluğunda blok mezar taşları bulunmaktadır. Yine aynı bölgede dönemi belirlenememiş genişliği 1.5 m. Olan bir kaya mezarı mevcut olup mezarın 20 m derinliğinde diktörtgene yakın formda bir basamak oluşturulmuş olduğu gözlenmiştir. Mezarın sağ tarafında büyükten küçüğe doğru yan yana sıralanan 5 adet adak çukuru bulunmaktadır.
UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ndeki tarihi Harput Mahallesi'nde birçok medeniyete ev sahipliği yapan Harput Kalesinde arkeolojik kazı ve restorasyon çalışmaları nedeniyle Gap Turumuzun programında olmasına rağmen kaleye girme imkanı bulamadık.
Bu mevkide bulunan Harput Ulu Camii, Arap Baba, Fethi Baba, Meryem Ana Kilisesi ve Sare Hatun Cami hakkında diğer yayınlarımızda yer veriyoruz.

Elazığ'ın Pisa Kulesi Harput Ulu Caminin Minaresi


Harput 
Antik çağlardan günümüze uzanan bir tarih ve kültür kenti, tarihi dokusuyla bir açık hava müzesi, günümüz Elazığ şehrinin atası, Müslüman Arapların ve Türklerin fetihlerinde her karışında şehit verilen şehitler beldesi, sinesinde onlarca evliyanın medfun bulunduğu evliyalar diyarı, yüzyıllarca İslam hoşgörüsüyle Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Süryani ve Rum kimliklerini bir arada yaşatmış şehir Harput, diğer adıyla Yukarı Şehir… 

Harput Kalesi 
Harput kalesi Elazığ'ın Harput ilçesinde bulunan Urartular tarafından inşa edilmiş bir kaledir.Milattan önce 8. yüzyılda inşa edilen bu kale tarihte süt kalesi olarak da bilinmektedir. Tarihte bu kaleye süt kalesi denmesinin sebebi yapımında harç yerine süt kullanılmasından ötürüdür. Harput kalesinin bir adı da “Süt Kalesi”dir. Bu kaleye Süt Kalesi denmesinin ilginç bir hikayesi vardır. Kalenin temelleri atılır. Kale duvarları yükselmeye başlar. Ancak o yıl başlayan su kıtlığına bir çare bulunamaz. Aynı yıl bu su kıtlığının aksine hayvanların sütleri oldukça boldur. Zamanın hükümdarı emir verir. Harç için süt kullanılacaktır. Hayvanlar sağılır. Harç süt ile karılır, kale tamamlanır. 

Harput Ulu cami 
Camii Kebir, Cami-i Muazzam, Cami-i Azam ve Eğri Minareli Cami olarak da adlandırılan Harput’ta eski Cami Kebir Mahallesi'nde 2000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan Harput Ulu Camisi Anadolu'daki en eski camilerden olup Harput hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırıldığı kabul edilmektedir. Caminin minaresi eğri bir şeklide durmaktadır. Kimilerine göre kalın gövdeli ve gittikçe daralarak inşa edilen bu minare bilinçli olarak eğri inşa edilmiştir, kimilerine göre ise bir deprem sonrasında minare eğri bir şekle dönüşmüştür. 

Arap Baba Türbesi 
Arap baba Harput velilerinden. Gerçek adı Yusuf olup, babasının adı Arabşah'tır. Hayatı hakkında fazla bir bilgi yoktur. Doğum tarihi ve yeri belli değildir. On üçüncü asırda yaşadığı rivayet edilen Arap Baba, Harput'un fethi için gelen Selçuklu kumandanlarından olup, aynı zamanda büyük bir velidir.

@bizdenoku

vefa semti, istanbul, turizm, seyahat, geziyorum

Top Post Ad

Below Post Ad

Ads