Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

                                   "

Vefa Semti, İstanbul ve Vatanın Her Yerinden

Yalovadaki Yürüyen Köşk ve Bilinmeyen Hikayesi


Yalova'daki gezimiz devam ederken Atatürk'e ait bir başka köşkün varlığını öğrendim. Şehir merkezinde sahilde Türkiye Cumhuriyetinin ilk Cumhurbaşkanı olan Mustafa Kemal'in yaşadığı ve zaman zaman denize girdiği yer olan, bugün Yürüyen Köşk olarak bilinen köşk denilmeyecek kadar küçük sade bir evden bozma müzemsi yere 28.06.2024 te gittim. Buraya gitmenin en kolay yolu Yalova Adliyesini sormanız. Adliyenin yanındaki trafiğe kapalı yoldan sahile yürüyorsunuz. Yaklaşık 15 dakika sonra Yalova İsmet Paşa mahallesi, Sahil Yürüyüş Yolundan köşke gidebiliyorsunuz
Bilet aldıktan sonra 15 dakika tur için bekledim.
Ata Mirasına cüzi bir ücretle giriyorsunuz. Müze kart geçmiyor. Anlamsız bir şekilde fotoğraf çekmek yasak deniliyor. Artık bir moda haline gelen fotoğraf yasağının mutlaka gözden geçirilmesi gerekir. Uzun yol kat ediyorsunuz, gezdiğiniz gördüğünüz yerleri birileriyle paylaşmak istediğinizde "fotoğraf yassah" diyen bir kavramın olmaması gerekir. Netice koca koca flaşlar, spot lambaları kullanılmıyor. Alt tarafı bir cep telefonuna kayıt edip çıkacaksınız. Sonra eşe dosta göstererek tanıtım yapacaksınız, arşivinize saklayıp yıllar sonra bakıp bakıp eski günleri yad edeceksiniz. Kaldırın şu yasağı vesselam.

Neden Yürüyen Köşk
Kısaca "yürüyen köşk" denmesinin nedenine değinelim.
21 Ağustos 1929 tarihinde Ertuğrul yatıyla İstanbul’dan Bursa’ya gitmek üzere yola çıkan Atatürk Yalova sahilde ulu bir çınardan etkilenir. Oraya hemen bir ev yapılmasını emreder. O zamanın şartlarında 22 günde yapılan köşke Atatürk nedense bir yıl sonra,1930 yılının yaz aylarında uğrar. Uğrar ama bir bakar ki, o dönem mimarları yağcılık olsun diye çınarın dibine evi yapmışlar. Köşk dediğiniz ahşap iki katlı bir yer. Köşkün çevresi de Atatürk adına istimlak edilir. Bugün Atatürk Millet Çiftliği (Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü) adı verilen, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın kontrolünde olan arazideki evine gezerken bir de ne görsün.. Evin üzerine ağırlık yapmasın, çatutı yıkmasın, duvarı çatlatmasın diye uzanan dalları kesen bahçıvanı görür. Sözde bu duruma sinirlenen Atatürk 1930 yılından bu yanan tekerleme şekliden söylenen söylenen o meşhur emrini verir “Dal kesilmeyecek Köşk kaydırılacak! ”
Düşünü, savaştan çıkmış, fakir bir ülke olan canım yurdumda 22 günde yapılan, bir yıldır oturulmayan  evin taşınması istenir. Zaten binlerce lira para harcanmış olan ev için 8 Ağustos 1930 tarihinde İstanbul Fen İşleri Yollar ve Köprüler Şubesinden gelen mimar ve mühendis ekipler tarafından başlatılan çalışma ile köşkün etrafı temel seviyesine kadar kazılır ve temelin altına tramvay rayları yerleştirilir. Öncelikle köşkün teras bölümü bir günde kaydırılır, geri kalan iki gün içinde de ana binanın raylar üzerinde yürütülmesi işlemi tamamlanır ve bina 4.80 m. kadar doğuya kaydırılır. Ne kadar taşınmış.. 4 metre 80 cm.. 5/10 ya da 50/100 metre değil. Onca mühendis, mimar, fen işleri elemanları, ameleler, malzemeler vs..
Atatürk'ün zaman zaman evin önünden denizde yüzdüğü de söylense de bun dair bir fotoğraf ya da belge yok. Sadece 7 yıl ara sıra geldiği bu ev için yurt dışından ne eşyalar satın alınmamış ki...
Dikkat edin..
Birinci Dünya Savaşı, ardından Kurtuluş savaşı sefil bir halk, gariban bir millet, savaş yaralarını sarmaya çalışan bir ulus ekmek parasına muhtaç iken, ülke ekonomisi batık vaziyette iken Atatürk'ün köşkleri daha sonra İsmet İnönü'nün huzurlu yaşaması için yapılan harcamalar tarihte gizlidir.
Bugün Kültür ve Tabiat Varlıkları arasında sayılan ve tescili yapılan köşkün taşınmasına neden olan çınarın 2015 yılında hazırlanan raporda 390 yaşında ve sağlıklı olduğu belirtilmiş.
Uzun yıllar sahipsiz kalan köşk 2006 yılında Yalova Belediyesi ve Çalık Holding desteğiyle tarafından bakıma alınarak müze olarak açıldı Restorasyonu yapıldıktan sonra halkın ziyaretine açılan köşk ücretle gezilmektedir. Müzekart geçmemektedir. 

Çınar Ağacı Bahane , Konumu Beğenmemek Şahane
Şimdi işin aslına dönüyoruz. Yıllardır çevreci Atatürk olarak, çınar ağacına kıyamadı binayı taşıttı diye anlatılan rivayetin gerçek olmadığını da bakın en yakın ağızdan dinliyoruz.
Yıl 1972.. TRT'nin tek olarak yayın yaptığı dönemde yapımcı Nazmi Kal "Atatürk‘ten Anılar"adlı programa o yıllarda Yalova Çiftlikleri Müdürü olan Necati Turgay’a bu olayı sorar. Turgay'ın verdiği cevap "Köşkün teras kısmının büyük çınar ağacının gölgesi altında olması emredilmişti. Atatürk 1930 yılında geldiğinde köşkün yerini beğenmez. ‘bu köşk yıkılsın, ben bu köşkü istemiyorum’ der. Köşkün yıkılıp tekrar yapılmasının çok masraflı olacağını söyleyen çevresindekilerin "köşkü taşıyalım" önerisini ilginç bulan Atatürk onayı verir."
İşin özü, çınar bahane, köşkün yapıldığı yerden çınarın manzarayı engellemesi şahane idi." ( Kaynak için tıklayınız)

Köşkü Tanıyalım
Binanın batı yönündeki kapıdan giriliyor. Girişte solda büyük camlarla çevrili dinlenme salonu var. Tam karşıda küçük bir tuvalet bulunmaktadır. Tuvaletin hemen yanında küçük bir oda var.  Atatürk’ün çok sevdiği gramofonunu görüyoruz. Üst kata çıkan merdiven altında  Demir dökümlü, dereceli ve termostatlı kazan var. Burası su ısıtma merkezi.. 
Giriş kapısının hemen sağındaki ahşap merdivenlerden üst kata çıkılıyor.
Çıkışta, yine tam karşıda küçük bir tuvalet ve banyo var. Alt katta ve üst kattaki bu tuvalet ve banyolarda, üst katta Atatürk’ün yatak odasına, alt katta oturma odasına açılan birer kapı var. Soldaki Atatürk’e ait dinlenme odası aynı zamanda terasa açılır.
Bu odanın tam karşısında L şeklinde küçük bir yatak odası bulunur. Odanın duvarlarında çiftliğe ait çeşitli resimler asılıdır. Merdivenin hemen sol tarafında bir dolap ve bu dolapta 32 kişilik Belçika porseleni yemek takımı, yine 32 kişilik çatal-bıçak ve kaşıklar, 2 kristal sürahi, Atatürk’e ait yorgan, yastık, çarşaf ve masa örtüleri bulunmaktadır.
İskele yaklaşık 30 metre uzunluğunda, 2 metre genişlikte. Darmadağınık.
Yürüyen Köşk’ün yaklaşık 50 metre kadar batısında jeneratör odası, köşk ile aynı tarihte yapıldı. Burada bulunan 110 voltluk Siemens marka elektrik motoru ile Köşk’ün aydınlatılması sağlanırmış.

Ne Nereden Getirtilmiş
Salonun pencereleri kristal camlar ile kaplandığı için ses geçirmiyor.
İngiltere'den Atatürk için özel üretilen ve üzerinde Türkçe "Sahibinin Sesi" yazan gramofon
Elektrikli ocak ve su ısıtıcısı
Prag'dan getirtilen fincan takımı
Misafir odasında İran Halısı
Klozet Fransa'dan
Belçika'dan getirtilen yemek takımları

Gezerken Tespitlerimiz
Gezdiğimiz gün gördüklerimize göre köşk bir kez daha bakıma alınmalı.. Hele köşkün önünde bulunan iskele berbat.. Dört yıl önce sapsağlam duran İskele yıkık virane durumda... Gelen ziyaretçiler 15 ya da 20/30 dakikada bir gruplar içerisinde alınıyor. Rehber bir bayan ancak sempatik davranmaya çalışsa da bunda zorlandığı belli. Azami 10 dakika sürmeyen ziyarette ne var ne yok anlayamadan tur bitiyor. Daha önce müze hakkında bir broşür verilmediği için anlatılanları dinlerken çevreyi inceleme imkanı yetersiz kalıyor. Ziyaret oldu bittiye getiriliyor. Rehber ezberlediğini süratle anlatıp bir an önce yandaki kafeteryaya geçip oturma telaşında. Ziyaretçilere karşı agresif olmamaya çalışsa da ses tonu soğuk ve ültimatom veren bir ses tonu ile işini yapıyor. Ama 10 dakikada neyin ne olduğunu anlayamadan çıkışa gelmiş oluyorsunuz. Oysa bilgi ve emtiayı bir arada özümseyerek bakmak gerekir. Rehberin hızlı geçişleri hiç hoş değil. Eskiden okullarda sıfırcı ve katı hocalar vardı. Aklıma onları getirdi. Ziyaret süresi geniş tutulmalı. Rehberin çevresine negatif elektrik yayması önlenmelidir. İşi kafeye koşmak olmadığı hatırlatılmalı. Belki de artık yaptığı iş onu robotik duruma getirmiş gibi. Soğuk ve demode.. Bu tür yerlerde sempatik güler yüzlü biraz da konuyu zenginleştirecek hafızalarda iz bırakacak anlatıya sahip birileri olmalı.. Kalabalık gruplarda en arkada kalan ya bilgiyi ya da eşyaları görmeyi kaçırıyor. Biletin kafeteryadan alınması da yanlış. Girişte Güvenlik kulübesi varken hiç gereği yok iken 100 metre öteye gitmek doğru değil. Bilet satış yeri değişmeli Gereksiz bir mesafe...
Yürüyen Köşkün kaymağını herhalde yanında bulunan Kafeterya yiyiyordur. 

Derleme @seyyaherol

Yalova Valiliği Arşivinden

Yalova Valiliği Arşivinden

Yalova Valiliği Arşivinden

Atatürk kardeşi Makbule Atadan ile taşınmayı izliyor
Atatürkçü Düşünce Derneği arşivinden

Atatürk kardeşi Makbule Atadan ile taşınmayı izliyor

Yürüyen Köşkün Günümüzdeki hali

Yürüyen Köşkün utandıran iskelesi

Yürüyen Köşkün utandıran iskelesi

Yürüyen Köşkün utandıran iskelesi

vefa semti, istanbul, turizm, seyahat, geziyorum

Top Post Ad

Below Post Ad

Ads