
19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan saat kulesinin denize bakan cephedeki kapısının üstünde Abdülmecid'e ait bir de tuğra yer alıyor. Nusretiye Saat Kulesi’nin giriş katındaki Sultan Abdülmecit’in tuğrası üzerindeki kitabede Hicri 1264, Miladi 1848-49 tarihini yer almaktadır. İstanbul’un ayakta kalan ilk saat kulesidir.
Yukarı doğru kademeli olarak daralan ve saatli bölümle beraber dört katlı bir yapıya sahip olan, Neoklasik tarzda yapılan tarihi Saat Kulesi, eski fotoğraflarından Tophane Rıhtımı’nda deniz kenarında yapıldığı görülen kule, denizin doldurulması sonrasında, gümrük alanının yüksek duvarlarının arkasında kalmış. Üzerinde yer alan sancak direğinin etkisi ve denize bakan kısımdaki zeminin oynamasıyla, kule zaman içinde denize doğru 1.5 derece yattı. Bu haliyle İtalya’daki Pisa Kulesi’ni andırıyordu.

Geçmişin Restorasyonu, Geleceğin İnşası
Galataport İstanbul bünyesinde görev yapan uzman ekipler, İstanbul'da tarihi mekanlar arasında önemli yere sahip olan bu yapının şehre geri kazandırılması adına, çok özel tekniklerin hayata geçirildiği son derece titiz bir restorasyon süreci başlattı. Kulenin restorasyonu için dünyada bu işi yapan az sayıdaki şirketten biri olan Hollandalı Bresser firması ile hareket edildi. Çalışmalar sonucunda, üzeri zamanla toprakla örtülmüş kimsenin fark etmediği bir kat ortaya çıktı. Titizlikle yürütülen yükseltme işlemi sonucunda Tophane Saat Kulesi’nın, yaklaşık 140 cm’lik kısmı toprağın üzerine çıkarıldı. Yükseltilen Tophane Saat Kulesi’nin yüzeyindeki kir tabakası, özenli bir çalışmayla, diş hekimlerinin kullandığı neşter benzeri aletlerle 5 ay sürede temizlendi. Bunun yanı sıra deniz ve kara tarafında yer alan Zenith marka iki saat, saray saatlerini tamir eden ve “Recep Usta” olarak bilinen Recep Gürgen tarafından elden geçirilip onarıldı. Edinilen bilgiye göre, kulenin eskiden 4 cephesinde saat varmış. İki saatin akıbetinin ne olduğu bilinmiyor.

Yıllar boyu denizden gelen ziyaretçileri karşılarken İstanbul’a atılan ilk adımlara şahitlik eden Tophane Saat Kulesi, şehrin keşfedilmeyi bekleyen ve önemsenmeyen 9 saatinden biri. Aslında İstanbul'un saat simgelerinden olan 9 saatin önemsenmesi gerekir. İstanbul'da ayakta kalan 9 saat kulesi Nusretiye, Yıldız Sarayı, Dolmabahçe, Deniz Hastanesi, Haydarpaşa Lisesi, Sirkeci Garı, Boğaziçi Üniversitesi, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Büyükada Saat Kulesi özenle korunmayı bekliyor

Nusretiye Camii’nin güneybatısında yer alan Tophane Saat Kulesi, İstanbul Boğazı’nın Avrupa tarafında, Beyoğlu semtindeki Meclisi Mebusan Caddesi üzerinde yer almaktadır. İstanbul’un tarihi mekanları ve Karaköy gezilecek yerlere yakın konumda yer alan kuleye, taksi veya Bağcılar-Kabataş tramvay hattı, Taksim-Kabataş füniküleri ve Kadıköy-Karaköy vapurları ile ulaşım sağlayabilirsiniz.

Nusretiye Saat Kulesini Tanıyalım
Neoklasik tarzda yapılan kule 15 m. uzunluğundadır.
Kare kesitli katlarla yukarı doğru kademeli olarak daralan yapı, en tepedeki saatli bölümle birlikte dört kat olarak inşaa edilmiştir. Zemin kat, cepheden bağımlı olmadan köşelere yerleştirilmiş dörder kolonla kuşatılmıştır. Dor üslubundaki kolonlar arasına, her cephede, yüksek ve yuvarlak kemerli kapılar açılmıştır. Dışarı taşkın kilit taşları üzerinde palmet motifleri yer alır. Denize bakan kapısının üzerinde yıpranmış bir Abdülmecit arması bulunmaktadır. Zemin kat ile birinci katı bir triglif-metop frizi ayırır.
Kulenin birinci katı,köşelerde iyon başlıklı yivli pilastrlarla donatılmıştır. Pencerelerde, profilli konsollarla taşınan, düz bir lento üzerine açılmış, basık yuvarlak, ayna kısmı boş, barok görünümlü kemerler kullanılmıştır. İkinci kat, köşelerde çerçeveler içine alınmış çelenkler ve bitkisel süslemelerle hareketlendirilmiştir. İki yandan pilastrlarla sınırlanan pencereleri, yuvarlak kemerlerlidir ve üzengileri palmet motifleriyle tezyin edilmiştir. İnce saçak bölümünü ufak konsollar taşımaktadır.
Neoklasik tarzda yapılan kule 15 m. uzunluğundadır.
Kare kesitli katlarla yukarı doğru kademeli olarak daralan yapı, en tepedeki saatli bölümle birlikte dört kat olarak inşaa edilmiştir. Zemin kat, cepheden bağımlı olmadan köşelere yerleştirilmiş dörder kolonla kuşatılmıştır. Dor üslubundaki kolonlar arasına, her cephede, yüksek ve yuvarlak kemerli kapılar açılmıştır. Dışarı taşkın kilit taşları üzerinde palmet motifleri yer alır. Denize bakan kapısının üzerinde yıpranmış bir Abdülmecit arması bulunmaktadır. Zemin kat ile birinci katı bir triglif-metop frizi ayırır.
Kulenin birinci katı,köşelerde iyon başlıklı yivli pilastrlarla donatılmıştır. Pencerelerde, profilli konsollarla taşınan, düz bir lento üzerine açılmış, basık yuvarlak, ayna kısmı boş, barok görünümlü kemerler kullanılmıştır. İkinci kat, köşelerde çerçeveler içine alınmış çelenkler ve bitkisel süslemelerle hareketlendirilmiştir. İki yandan pilastrlarla sınırlanan pencereleri, yuvarlak kemerlerlidir ve üzengileri palmet motifleriyle tezyin edilmiştir. İnce saçak bölümünü ufak konsollar taşımaktadır.

Saat Kulesinin üzerinde uzunca bir sancak direği vardır. 1913’de geçirdiği yangından sonra uzun bir süre harap durumda kalan ve bir süre depo olarak kullanılan kule, restore sonrası bugünkü görünümüne kavuşmuştur.
Kaynak : Galataport ve muhtelif kaynaklar - @erolkaranet
Hoş geldiniz. Fikirlerinizi paylaşmanızdan mutluluk duyarız