Sitemizde aramak istediğiniz konuyu

Vefa Semti, İstanbul ve Vatanın Her Yerinden

Görme Alanı Nedir.. Nasıl Çekilir. Nasıl Çekiliyor


Yaklaşık 20 yılı geçen bir glokom hastası olarak sık sık hastanelerde yaşadığım, ilaçları kullanım sonrasında yaşadıklarım, diğer hastalarla yaptığım görüşmeler ve oradan buradan öğrendiklerimi daha önceden erolkara.net sitesinde yayınlıyordum. Bu sayfalarda da bu misyonuma devam etmek istedim. 
Görme alanı makinesi hali hazırda yine bir çok hastanede yok ve bunun için bir çok hasta bu çekişimi yaptırmak için kapı kapı dolaşabiliyor. 
Bu yazımda “görme alanı makinelerinin sonucuna güvenilmeli midir” sorusuna bir hasta olarak cevap aramak ve hasta açısından görme alanının eksilerinden bahsederek göz doktorlarına bir veri olarak sunmak istiyorum
Yaptığım araştırmada olsun, bu konuda görev yapanlara olsun sorduğum soru yapılan uygulamanın doğruluk derecesi ve çıkan sonucun ne kadar doğru olduğu üzerine idi.
Her ne kadar devlet hastanelerinde çalışanlarla hastaya vakit ayıramadığından/ayırmak istemediğinden fazla konuşma imkanı bulamazsınız. Özellerde olan doktorlardan bu bilgiyi almakta cep yaktığından ucundan, kıyısından aldığım cevaplar tatmin edici olmadığı gibi internet üzerinde görüşlerini yazanların da ideal olanı yazdıkları dikkatimi çekti.
Bir devlet hastanesinin hastanesinin web sitesinde Görme Alanı makinesi tanıtılırken yazılı olana baktığımda yaşadığım ile yazılanın arasında fark olduğunu gördüm.
Hastanenin web sitesinde yazan
"GÖREVİ : Görme alanını ölçmeye ve değerlendirmeye yarayan bir testtir. Glokom hastalığının saptanmasında ve takibinde çok önemlidir. Ayrıca retina, orbita tümörleri, beyindeki tümörler, migren, tiroidi gibi rahatsızlıkların takibinde kullanılır.
UYARI : Görme alanı testi yapılırken yakın gözlük numaraları gereklidir. Hastanın uykusunu almış ve dinlenmiş olarak gelmesi tavsiye edilir. 
Makinenin Görevini bir kenara bırakacak olursak uyarıda yazanda dikkat çekici olan “Hastanın uykusunu almış ve dinlenmiş olarak gelmesi” konusunda kimse böyle bir uyarıda bulunmuyor..
Bulunulmadığı gibi bir insanın bu çekim için saatlerce yolculuk yaptığını, toplu taşım araçlarının  hastaneye gelene kadar ne sürede hastaneye geldiğini, ne kadar yürümüş olduğu, geceyi nasıl geçirdiği bilinmez ve sorgulanmazken bir de randevu saatine ulaşmak için çabası ve hastaneye gelir geşlmez belki de dinlenmeden apar topar makineye oturtulması hiç dikkate alınmaz. Ve hastamızın yorgun bir gözle makineye oturmuş olma ihtimali gayet yüksektir.
Dinlenmiş bir gözün bu makinenin karşısında oturması bugünkü şartlarda zor. Böyle bir şart varsa hastanın en az 1 saat sakin ve sade bir odada oturtulması gerekmez mi? Gerekmiyor ve önemsenmiyor.
Gelelim kafama takılan asıl noktaya..
Makineye genelde apar topar oturtulan hastaya yaşı kaç olursa olsun, anlasın anlamasın eline verilen butonu uçuşan yıldızları her gördüğünde basması istenmesi de ayrı bir komiklikten başka bir şey değil.
Dikkat ederseniz “yaşı ne olursa olsun” cümlesini kullandım. Çekimler için sıkça gördüğüm bir manzara var ki, genellikle hastalara baktığımda bir yaşlı teyze vardı ki ayakta birinin yardımıyla duruyordu. Yanındaki refakatçinin yardımıyla oturduğu taburede boşlukta uçuşan parlak noktaları doğru olarak takip edeceğinden kim emin olabilir.
Tuşa basacak ya basmayacak. Bassa bir türlü basmasa bir türlü.. Söyleneni anladı ya da anlamadı belli değil. Elindeki düğmeye o parlayan ya da karaltı halde geçen yıldızcıklara, noktacıklara (!) her gördüğünde bu insan nasıl basacak. Şahsen ben bile gözümü sağa sola çevirmeden, fark ettikçe basmaya çalışmış olsam da bunda yüzde yüz başarılı olamadığımı adım gibi biliyorum. Bir de ileriki dakikalarda sabit ışıklı noktaya baktığımda gözlerimin yaşarmaya başlaması da ayrı bir sorun olduğunu bildiğim halde..
Zaman zaman aklıma gelmedi değil. Ben butona bastıkça acaba butona sık basarsam görme alanımın çok mu iyi olacağını, az basarsam az göreceğime mi karar verileceğini düşünmüşümdür.
Bir de gözümdeki sorundan dolayı normalde gördüğüm gözümün içindeki uçuşan siyah noktaların bile bu kontrol sırasında beni etkilediğini söylemek isterim. Çünkü bu siyah noktalar retina dekolman ve katarakt ameliyatlarımdan sonra hiç gitmeyen ve alıştığım bir durumdu.
Öyle ki ara ara gözlerimin kararması ile bir şeyleri kaçırdığımı, durdukça gözlerimin ağrıdığını ve aç kapa serbestisi olduğu halde belli bir süre sonrasında noktaya sağlıklı olarak bakamayacak duruma gelebiliyorsunuz. Hatta bu ağrılar abartmıyorum gün boyu sürebiliyor.
Ben bunu yaşarken, yaşı 60-70 ve yukarısındaki bir hastadan doğru basması beklentisinin doğru bir düşünce olmayacağını net olarak belirtmek isterim.
Ancak direnci sağlam, genç, sağlıklı bir insandan dahi %80/90 fazlası olmayacak oranda bir sonucun alınacağı ihtimal dahilinde bir sonuçla, elde edilecek kanaatle hasta hakkında karar verilmesini doğru bulabilecek bir doktor var mıdır, bilemem. 
Çünkü zaman zaman çektirdiğim göz alanlarının bazen iyi bazen çok kötü, bazen eh işte denecek şekilde çıkmasının nedenlerini yakalamış gibiydim.
Bir de bazı teknisyenlerin görme alanını karanlık halde tutması gerekirken ışığı, pencereyi perdeyi açarak çalışması da asla ve asla olmaması gereken bir durum ki, buna özen gösteren bir hastane gördüm. Diğerleri almış başını gidiyor.
Bazen göz bölümü bulunan bazı hastanelerde cihaz var, bozuk denmesinin arkasında, arıza diye bir kenarda bırakılmasının sebebi bir kısım doktorların da bu düşüncede olmasından kaynaklanabileceği söylenebilir mi?
Geçmişte, bu tür bir yazıma aldığım bir yorumda dalında uzman ve araştıran bir göz doktoru şu anekdetto bulunmuştu "görme alanı testi, glokom muayenesinin ritüeli ya da bir sınavı değildir. İşe yarar veriler elde etmek için, hastanın tedavisini belirlemek için kullandığımız bir testtir. Görme alanı çekiminin doğru yapılabilmesi için uyulması gereken stratejiler mevcuttur, bunlar teknisyen tarafından standardize edilmelidir. Tüm çabalara rağmen yazınızda belirttiğiniz uyum eksiklikleri yaşanabilir. Test çıktısında testin güvenli olup olmadığını belirten istatistiki veriler bulunmaktadır. Doktor, testi değerlendirmeden önce bu verilerin yeterliliğini kontrol eder, test güvenliyse değerlendirmeye alınır. Güvensiz testlerin sonuçlarının iyi veya kötü olması anlam ifade etmez." 
Buradan anlatılanlara baktığımızda görme alanının gözü iyileştirmeye yarayacak verileri değil , doktorun elinde bulunan istatistiki verilere göre yorumlaması, hasta için değil ileriki araştırmalara done olabilecek bir çaba harcamanın şekli olduğudur. Hatta zaman zaman bazı doktorların tuşa doğru basıp basmadığını görebildiğini söylemesine rastladım da iki farklı hastaneden iki gün araya çektirdiğim görme alanı sonuçlarında ayrımcı bir fark olmasının nedenine cevap bulamadım.
Bu arada bazı teknisyenlerin, bilhassa özel hastanelerde çalıştırılan ucuz elemanların tam yetiştirilmeden, iyibireğitimden geçirilmeden görme alanı çekimlerine görevliolarak verildiğine de şahit oldum.
Çzel hastanede yaşadığım yanlış uygulama 
Özel hastanenin göz servisinde beni karşılayan bayan görevli 20 yaşlarında var yok... Görme alanı çekimi ile görevlendirilmiş bir hastane görevlisi. Görme alanı makinesi olan odaya aldı. Makine henüz açılmış. Makinenin ısınması için beklememi istedi. 10 dakika sonra oda karartılmadan, ışığı bol şekilde olan odada makinenin karşısına oturttu. Görme alanı makinesinin orta yerinde yanan küçük ışığın tam karşısına oturdum. Hastabakıcı bayan sol gözümü kapatarak sağ gözümü açık bıraktı. Her ne kadar sol gözüm kapatılmış sanılsa da ne yazık ki göz kapağımı kapatmakta zorluk çekiyordum. Bu şekilde olunca bantı gören gözümün etkilenmemesi için elimle basmak zorunda kaldım. "İyi kapanmadı" demek istedim. "Kapatmaya çalışın" diyen görevli bayanın uyarısına itiraz etmedim. Bildiği vardır, diye düşündüm. Gözümü kapatmaya çalıştım. Elime verdiği mekanik kolu tarif ederken "boşluğa gözünüzü gezdirin. Nerede küçük ışıklar görürseniz butona basın" dedi. Oysa daha önce yaptığım çekimlerde hatırladığım şekilde sadece ortada yanan ışığa bakmam gerekiyordu
10 dakikalık iki seans sonunda "geçmiş olsun, kalkabilirsiniz" dediğinde zaten hasta olan sol gözümü fazla sıkmış olacağım ki önce karardı ardından ağrısıyla kendisini hissettirmişti.
Raporumu alarak teşekkür ettim. Gözümdeki ağrı ve kararma geçmeden merdivenlerden inerek hastaneden çıktım.
Devlet hastanesinde çekim 
Randevu saatinde Göz Hastanesine geldim. Görme alanı çekimin yapılacağı servise geldim. Hemşire yakın gözlüğüm olmadığı için ORF çekim için yönlendirdi. 3-5 dakika sonra ölçüm yapıldı. Ve tekrar görme alanına yöneldim. Oda zifiri karanlık idi. Önce sağ gözüm için mercek yerleştirildi. Ortadaki noktaya sabitlenerek göreceğim beyaz ışıklarda butona basmam istendi. 10 dakika sonra bu kez sol gözüm için farklı mercek takılarak aynı işlemi yapmam istendi. Ve çekim sonrası rapor teslim edilir ayrıldı.

Bilgisayarlı görme alanı testi nedir.:
Bu test perimetre denilen, büyük çanak şeklinde bir aletle yapılır. Bu testte kişinin tek gözü kapatılır ve hastadan diğer gözü ile aletin içindeki noktasal bir ışık kaynağına bakması ve gözünü başka tarafa çevirmemesi istenir. Bu esnada aletin içinde bulunan yarım küre şeklindeki yüzey üzerine rasgele parlak noktalar yansıtılır. Hastadan her ışık gördüğünde, önceden eline verilen düğmeye basması istenir. Her yönden çok sayıda parlak nokta yansıtıldıktan sonra test tamamlanır. Cihaz bilgisayar yardımıyla hastanın gördüğü tüm noktaları birleştirir ve görme alanının şeklini kâğıda döker. Bu test en çok glokom hastalığının tanı ve takibinde kullanılır. Belli aralıklarla tekrarlanan test ile hastanın gözünde glokoma bağlı olarak gelişen hasarın derecesi ve ilerleyip ilerlemediği takip edilir.











vefa semti, istanbul, turizm, seyahat, geziyorum

Yorum Gönder

0 Yorumlar
*Yorumlar Editör tarafından incelenmekte olup, spam mesajlar dikkate alınmaz. Engellenir.*