İstanbul'ıun tarihi ve efsanevi semtlerinden biri olan Vefa semtinde bir cami.. Gayet mütevazi. Gayet sakin. Ana cadde üzerinde olmasına rağmen yoldan gelip geçenlerin pek fark edemediği bir küçük cami. Mimar Mehmetağa Cami. Meşhur Vefa Bozacısının komşusu bir yapı.
Camilerin ahıra çevrildiği tek partili CHP iktidarı döneminde Mimar Mehmet Ağa Camii’nin de İnönü zulmünden nasibini aldığı bilinen bir gerçek.
İbadethanede, hayvanların bağlandığı demir halkalar, caminin bağrına hançer saplanan günleri unutturmaması için günümüzde de muhafaza ediliyor.
CHP’nin İslâm’ın kutsallarına taarruz ettiği tek partili dikta döneminin zulümlerinden sadece binlerce örneğinden biri. İbadethanede, hayvanların bağlandığı demir halkalar, caminin bağrına hançer saplanan günleri unutturmaması için günümüzde de muhafaza ediliyor.
1935 yılında çıkarılan yasa ile ibadethanelere savaş açan CHP’nin ahıra çevirdiği İstanbul Fatih’teki Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin de o acı uygulamaya tabi tutularak nalbant dükkanı yapıldığı halen unutulmadı.
Adnan Menderes döneminde aslına çevrilen camide, hayvanların bağlandığı demir halkalar hâlâ muhafaza ediliyor. Karanlık günlerin tanığı olan eski Vefalılar, Mehmet Ağa Camisi’nde atların tepindiğini gözleriyle gördüğünü anlatarak, caminin aslına döndürülmesinde emeği geçen herkese her ezanda bir fatiha okumayı borç bildiklerini söylüyor.
19 Kasım 1935’te CHP tarafından çıkarılan “Camilerin kapatılması, müze ve depoya dönüştürülmesi, metruk halde bırakılarak ahır yapılması” yasası ile Mustafa Kemal’in son dönemi ve öldüğü 1938 sonrasında İnönü zamanında birçok ibadethane gibi Fatih ilçesinin Vefa semtindeki Mimar Mehmet Ağa Camisi de amacı dışında kullanıldı.
Edinilen bilgilere göre Fatih Vakfı muhasebecisi Zeyni Mehmet Efendi tarafından 15. yüzyılın ikinci yarısında medrese olarak inşa edilen ibadethane, 1756 yılında (hicri 1169) Cibali’deki büyük yangında hasar gördü. Sedefkâr (Mimar) Mehmet Tahir Ağa tarafından aynı yıl, yanına minare eklenerek cami vasfıyla tekrar inşa edilen yapı, bu büyük mimarın ismiyle anılır oldu.
Tam 6 asır boyunca Müslümanların ibadetlerini gerçekleştirdiği Mimar Mehmet Ağa Camisi, 1930’lu yıllarda önce ilgisizliğe kurban edildi ardından İnönü döneminde bir nalbanta verildi. 600 yıllık cami ve vakfiyeleri, bu kararla birlikte nalbant dükkanı olarak kullanılmaya başlandı. Duvarlarına demir halkalar takılan cami, hayvanların durağı oldu. Atların yemlendiği, ayaklarının nallandığı Vefa’daki Mehmet Ağa Camisi, CHP’nin Türkiye’de gerçekleşen ilk meşru seçimde millet tarafından iktidardan alaşağı edilmesiyle birlikte hürriyetine kavuştu.
Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti ile ülke çapında esen özgürlük havası ile harekete geçen Vefa esnafı, bedelini ödeyerek camiyi nalbanttan geri aldı. Başını bozacı İsmail Efendi’nin çektiği hayırseverlerce hayvanlar tarafından kullanılmasının önüne geçilen Mehmet Ağa Camisi’nde 1958’de başlayan tadilat çalışmaları 1960’da sona erdi ve 6 asırlık cami yeniden Müslümanları omuz omuza getirerek Kâbe’ye yöneltmeye başladı. Tadilat sırasında, tarihçi-yazar Üstad Kadir Mısıroğlu'nun önerisiyle caminin duvarlarındaki demir halkaların 2 tanesi aynen muhafaza edildi. Üzeri kapatılmayan halkalar, camide hayvanların bağlandığı o karanlık günleri hatırlatan tarihi vesikalar olarak günümüzde hâlâ mevcudiyetini koruyor.
CAMİYE DOLUŞTURULAN ATLARI GÖRENLER ANLATTI
1930’lu yıllarda CHP yönetimince nalbanta verilen 6 asırlık Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin hayvanlara çiğnetildiği günlere tanıklık eden eski Vefalılar, “Aslen Tatar olan Behçet isimli nalbant tarafından işletilen camide atlar bağlanıyor, ayaklarına nal çakılıyordu. Behçet nalbantın 4 veya 5 tane de elemanı vardı. Dükkandaki atların renkleri dahi hâlâ hafızamızda. Günümüzde camide muhafaza edilen demir halkalar o atların bağlandığı halkalardır. İbadete kapalı olan camimiz maalesef o zaman harap haldeydi.”
19 Kasım 1935’te CHP tarafından çıkarılan “Camilerin kapatılması, müze ve depoya dönüştürülmesi, metruk halde bırakılarak ahır yapılması” yasası ile Mustafa Kemal’in son dönemi ve öldüğü 1938 sonrasında İnönü zamanında birçok ibadethane gibi Fatih ilçesinin Vefa semtindeki Mimar Mehmet Ağa Camisi de amacı dışında kullanıldı.
Edinilen bilgilere göre Fatih Vakfı muhasebecisi Zeyni Mehmet Efendi tarafından 15. yüzyılın ikinci yarısında medrese olarak inşa edilen ibadethane, 1756 yılında (hicri 1169) Cibali’deki büyük yangında hasar gördü. Sedefkâr (Mimar) Mehmet Tahir Ağa tarafından aynı yıl, yanına minare eklenerek cami vasfıyla tekrar inşa edilen yapı, bu büyük mimarın ismiyle anılır oldu.
Tam 6 asır boyunca Müslümanların ibadetlerini gerçekleştirdiği Mimar Mehmet Ağa Camisi, 1930’lu yıllarda önce ilgisizliğe kurban edildi ardından İnönü döneminde bir nalbanta verildi. 600 yıllık cami ve vakfiyeleri, bu kararla birlikte nalbant dükkanı olarak kullanılmaya başlandı. Duvarlarına demir halkalar takılan cami, hayvanların durağı oldu. Atların yemlendiği, ayaklarının nallandığı Vefa’daki Mehmet Ağa Camisi, CHP’nin Türkiye’de gerçekleşen ilk meşru seçimde millet tarafından iktidardan alaşağı edilmesiyle birlikte hürriyetine kavuştu.
Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti ile ülke çapında esen özgürlük havası ile harekete geçen Vefa esnafı, bedelini ödeyerek camiyi nalbanttan geri aldı. Başını bozacı İsmail Efendi’nin çektiği hayırseverlerce hayvanlar tarafından kullanılmasının önüne geçilen Mehmet Ağa Camisi’nde 1958’de başlayan tadilat çalışmaları 1960’da sona erdi ve 6 asırlık cami yeniden Müslümanları omuz omuza getirerek Kâbe’ye yöneltmeye başladı. Tadilat sırasında, tarihçi-yazar Üstad Kadir Mısıroğlu'nun önerisiyle caminin duvarlarındaki demir halkaların 2 tanesi aynen muhafaza edildi. Üzeri kapatılmayan halkalar, camide hayvanların bağlandığı o karanlık günleri hatırlatan tarihi vesikalar olarak günümüzde hâlâ mevcudiyetini koruyor.
CAMİYE DOLUŞTURULAN ATLARI GÖRENLER ANLATTI
1930’lu yıllarda CHP yönetimince nalbanta verilen 6 asırlık Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin hayvanlara çiğnetildiği günlere tanıklık eden eski Vefalılar, “Aslen Tatar olan Behçet isimli nalbant tarafından işletilen camide atlar bağlanıyor, ayaklarına nal çakılıyordu. Behçet nalbantın 4 veya 5 tane de elemanı vardı. Dükkandaki atların renkleri dahi hâlâ hafızamızda. Günümüzde camide muhafaza edilen demir halkalar o atların bağlandığı halkalardır. İbadete kapalı olan camimiz maalesef o zaman harap haldeydi.”
TARİHİ BELGE: ‘NALBANTA VERİLEN HARAP HALDEKİ CAMİYİ TAMİR EDİN’
6 asır boyunca Allahuekber seslerinin yankılandığı Fatih’in Vefa semtindeki Sinekli Mescid olarak da anılan Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin nalbant olarak kullanıldığı dönemde duyarlı vatandaşların, CHP’nin iktidardan indirilmesinin ardından harekete geçtiğine ilişkin de tarihi bir belgeye de ulaşıldı. Akit’in edindiği belgede Fatih’li duyarlı vatandaşların belediyeye başvurduğu, bir belediye encümen azasının caminin harap hali hakkında rapor hazırladığına değinilerek yetkililere tamir ve tadilat çağrısı yapılıyor. Evrakta şu yürek dağlayan ifadelere yer veriliyor: “Bu Sinekli Mescit kubbeli ve İstanbul’da aşina kalan kârgir mahalle camileri binalarındandır. Tarihî yadı vardır. O civarda çıkan yangında muhterik olmuş şimdi harap bir duruma girmiştir. Minareli cami binası durmakta, Vakıflar İdaresince bir nalbanda kiraya verilmektedir. Cami içine hayvanat konmuş, penceresi delinerek kapı açılmış bir vaziyette olduğunu gören encümen azasından Fehmi Karataş tarafından verilen ve imarını teklif eden rapor Encümence ittifakla kabul olunmuş (…) henüz bir eseri imara tesadüf edilmemiş ve bu mimari, tarihi değerli binanın harap durumu artmakta bulunmuştur.”
6 asır boyunca Allahuekber seslerinin yankılandığı Fatih’in Vefa semtindeki Sinekli Mescid olarak da anılan Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin nalbant olarak kullanıldığı dönemde duyarlı vatandaşların, CHP’nin iktidardan indirilmesinin ardından harekete geçtiğine ilişkin de tarihi bir belgeye de ulaşıldı. Akit’in edindiği belgede Fatih’li duyarlı vatandaşların belediyeye başvurduğu, bir belediye encümen azasının caminin harap hali hakkında rapor hazırladığına değinilerek yetkililere tamir ve tadilat çağrısı yapılıyor. Evrakta şu yürek dağlayan ifadelere yer veriliyor: “Bu Sinekli Mescit kubbeli ve İstanbul’da aşina kalan kârgir mahalle camileri binalarındandır. Tarihî yadı vardır. O civarda çıkan yangında muhterik olmuş şimdi harap bir duruma girmiştir. Minareli cami binası durmakta, Vakıflar İdaresince bir nalbanda kiraya verilmektedir. Cami içine hayvanat konmuş, penceresi delinerek kapı açılmış bir vaziyette olduğunu gören encümen azasından Fehmi Karataş tarafından verilen ve imarını teklif eden rapor Encümence ittifakla kabul olunmuş (…) henüz bir eseri imara tesadüf edilmemiş ve bu mimari, tarihi değerli binanın harap durumu artmakta bulunmuştur.”
CHP yönetimindeki Türkiye’nin ne halde olduğunu gösteren 1941 tarihli fotoğrafta “Sinekli Mescid” olarak da bilinen Mimar Mehmet Ağa Camisi yer alıyor. 1935’te çıkarılan “Camilerin kapatılması, müze ve depoya dönüştürülmesi, metruk halde bırakılarak ahır yapılması” yasası sonrasında nalbant dükkanı yapılan 600 yıllık caminin 1941 yılında harabeyi andıran hâli göze çarpıyor. 36 metrekarelik alan üzerindeki caminin bir kısmının yıkıldığı, 6 metrelik kubbesini ise bakımsızlık nedeniyle ot sardığı görülüyor. Perişan haldeki Mimar Mehmet Ağa Camisi’nin kaba yonu taşla örülmüş duvarları adeta dökülüyor. Fotoğrafta caminin yola bakan bir penceresinin tahrip edilerek kapı yapıldığıdikkat çekiyor. Kapının önündeki at arabası da dikkat çekici ayrıntılardan. Nalbant dükkanı olarak kullanılan ve içerisinde atların tepindiği caminin minaresinin bir kısmı da fotoğraf karesine yansımış durumda.
Social Plugin