Van Kalesi, Van'ın Tuşba ilçesinde olup, ilçe daha önceleri Urartu Krallığının başkenti idi. Urartular tarafından kütle halindeki taştan yaptırılan ve Urartu başşehri Tuşba'yı kuş bakışı gören bir istihkam yapıdır.
Van Gölü kıyısında olup, Van şehrine 5 km uzaklıkta bulunan bu kale sarp bir kayalık üzerine inşa edilmiştir. Kayalık, 20-120 m arasında değişen genişlikte, 1800 m uzunluğunda, 120 m genişliğinde ve 100 m yüksekliğindedir. Güneyden sarp ve dik, kuzeyden meyilli topografik bir özellik göstermektedir. Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir
Kale M.Ö. 840-825 tarihleri arasında Lutipri'nin oğlu Sarduri tarafından MÖ 840-MÖ 825 tarihleri arasında kurulmuştur. Van Kalesinin o zamanki adının Tuşpa olduğunu Asur veUrartuların çivi yazılı kitabelerinden öğreniyoruz. Dünyadaki sayılı eski yapılardan biri olan Van Kalesi, aradan 3000 yıl kadar bir zaman geçmiş olmasına rağmen bugün büyük kısmıyla hala ayakta durmaktadır.
Kalenin yabancı ordulara karşı koymak için değil, bölge kontrolü için kullanıldığı ön görülüyor
Ayrıca bu kalenin, o zamanlarda yaşayan dev insanlar tarafından yapıldığına dair söylentiler vardır. Çünkü Van Kalesi'nin o zamanın şartlarıyla yapılmasının olanaksız olduğu düşünülmektedir
Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Kalenin girişi kuzey batı uç kısmındadır. Bunun hemen batısında 47 m. uzunluğunda, 13 m. genişliğinde ve 4 m. geniş dikdörtgen planlı Sardur (Madır) Burcu bulunur. Burcun taşları üzerinde I. Sardur tarafından Asur diliyle yazdırılan yazıt Urartu krallığı başken Tuşpa’nın yazılı belgesini oluşturmaktadır. Eski devirlerde Göl ile birleşik olduğu anlaşılan bu kayalığın batı ucunda Madır Burcu adı verilen ve I. Sadur tarafından yaptırılan bir iskele vardır. Bu iskelenin inşa kitabesinde çivi yazısı ile şunlar yazılıdır: “Lutipri’nin oğlu, Sarduri’nin yazıtı, büyük kral, güçlü kral, dünyanın kralı, Nairi ülkesinin kralı, eşsiz kral, savaştan yılmayan kral, ben Sarduri Lutipri’nin oğlu Sarduri şöyle sözler; ben bu taş bloklarının (ortalama 35 ton ağırlığında), Alniunu kentinden getirdim ve bu duvarı inşa ettim."
Üç bölümlü kalenin kuzeydeki çıkış yolu, batıdan doğuya doğru hafif rampa şeklindedir. Kalenin girişi kuzey batı uç kısmındadır. Bunun hemen batısında 47 m. uzunluğunda, 13 m. genişliğinde ve 4 m. geniş dikdörtgen planlı Sardur (Madır) Burcu bulunur. Burcun taşları üzerinde I. Sardur tarafından Asur diliyle yazdırılan yazıt Urartu krallığı başken Tuşpa’nın yazılı belgesini oluşturmaktadır. Eski devirlerde Göl ile birleşik olduğu anlaşılan bu kayalığın batı ucunda Madır Burcu adı verilen ve I. Sadur tarafından yaptırılan bir iskele vardır. Bu iskelenin inşa kitabesinde çivi yazısı ile şunlar yazılıdır: “Lutipri’nin oğlu, Sarduri’nin yazıtı, büyük kral, güçlü kral, dünyanın kralı, Nairi ülkesinin kralı, eşsiz kral, savaştan yılmayan kral, ben Sarduri Lutipri’nin oğlu Sarduri şöyle sözler; ben bu taş bloklarının (ortalama 35 ton ağırlığında), Alniunu kentinden getirdim ve bu duvarı inşa ettim."
Van kalesinin kuzey batı ucundan yukarıya doğru çıkıldığında, Urartu Kralı Argisti’nin mezar odası ile karşılaşılmaktadır. Kalenin güney kesiminde kralların oturduğu taş odaların ve düzgün planlı mezar odaların ana kaya içine oyularak yapılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu zamanında bu mezar odaları, depo ve cephanelik olarak kullanılmıştır. 1. Argisti mezar odalarından doğuya doğru gidildiğinde Osmanlı İmparatorluğu zamanında yapılan minare, kapı, Su kulesi ve burç görülür. Urartu duvarları üzerinde yükselen Osmanlı yapılarının hemen hepsi yıkılmıştır. Kalenin tam orta kısmının güneyinde “Kurucular” ve “Menva Mezar Odaları” olarak adlandırılan mezar odaları bulunmaktadır.
Van Kalesinin güney kesiminde yukarından aşağıdaki su deposuna inen ve halk tarafından “Bin Merdivenler” yahut “Şeytan Merdivenleri” olarak adlandırılan kaya basamakları bulunmaktadır. Van Kalesinin güneyinde kimsenin ulaşamayacağı kayanın orta kısmına doğru, Peri Kralı Kserkes çivi yazısı ile bir kitabe yazdırmıştır.
Van Kalesinin güney kesiminde yukarından aşağıdaki su deposuna inen ve halk tarafından “Bin Merdivenler” yahut “Şeytan Merdivenleri” olarak adlandırılan kaya basamakları bulunmaktadır. Van Kalesinin güneyinde kimsenin ulaşamayacağı kayanın orta kısmına doğru, Peri Kralı Kserkes çivi yazısı ile bir kitabe yazdırmıştır.
Bunların dışında, Analı-Kız açık hava tapınağı, Kurucular, Menua ve II. Sarduri kaya mezarları ile ana kayaya oyulmuş sur duvar yatakları ve sur duvarları bulunmaktadır.
Ayrıca kalenin çeşitli yerlerinde kralların savaşlarına, zaferlere, yapılan işlere dair birçok yazıtlar vardır. Van Kalesi dört bedenle çevrilidir. Bu beden duvarlarından ikisi Akkoyunlu Türkleri ile Osmanlı Türklerinin diğer ikisi de Urartulara aittir. Kalenin içinde Osmanlılar zamanından kalma cami, medrese, askerler için kışlalar ve su sarnıçları vardır. Osmanlılar çağında Van Kalesi önemli üslerden biriydi. Evliya Çelebi, Van Kalesini anlatırken şöyle der: 300 kadar yeniçeri ve topçu iç kalede yaşar. Suluk Kulesi üzerindeki bölme hisarlarda evli askerler dururdu. Kale içinde kiliseden bozma Süleyman Han Camii, saray ve medreseler vardır. Van Kalesinin yüksek duvarlarına ok eriştirmek imkansızdır. Ancak, Evliya Çelebi’ye göre IV. Murat, Revan Savaşından dönerken Pehlivan Sarı Sulak ile Hacı Süleyman’a ok attıran dik kale duvarlarını aşırmıştır. Birinci büyük savaştan önce, Van şehri kalenin güney eteğinde idi. Burası bugün yıkıntı halindedir.
Kalede Urartular'dan sonra Osmanlı'ya kadar Pers yazıtı dışında herhangi bir kalıntı gelmemiştir.
Doğu tarafındaki sur ve kuleler, kuzey batıya bakan kale giriş kapısı, tahkimat ve diğer beden duvarları, Yukarı Kale, Süleyman Han Cami ve minaresi ile askeri amaçlı kerpiç ve taştan çeşitli yapılar, Osmanlı döneminden kalmadır. Tahkimatı sağlayan beden duvarları, burçlar ve kuleler moloz taş, kerpiç ile kesme taş malzeme ile yapılmıştır. Bu duvar ve tahkimatlar kuzeyden kalenin siluetini oluşturmaktadır. Osmanlı döneminde kale tamamen askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Asıl şehir kalenin güneyinde kurulmuştur. Burası da surlarla çevrilmiş. 1915’ten sonraki tahrip olmuş haliyle günümüze ulaşmıştır.
I. Sarduri’den sonra gelen İşpuini M. Ö. (830-820) Menua M. Ö. (810-786), Argişti M. Ö. (786-764) ve II: Sarduri M. Ö. (764-735) adlı kralların zamanında geliştirilip tahkim edilen kale Asur saldırıları karşısında acze düşen kral II. Rusa başkenti Toprakkale’ye taşıması sonucu önemini kaybetmiştir.
Urartu’lardan sonra bölgeye hakim olan uluslar tarafından yeniden onarılan kule savunma bakımından önemi kazanmış ve Osmanlılar zamanında Van Beylerbeyliğine hizmet etmiştir. Anadolu’da eşine az rastlanılan tarihi anıtlardan biri olan Van Kalesi yüzlerce yıllardan beri kullanılmasına birkaç kez el değiştirmesine rağmen, hala ayakta sağlam olarak durmaktadır.
Van Kalesinin ünlü Rus Arkeoloji bilgini Layard 1889’da çeşitli kazılar yapmış, ilk ve orta çağlara ait çok değerli eserler bulmuştur. Bugün Van Kalesi Urartulardan kalma çivi yazılı kitabeler, krallara ait kaya mezarları, mabetler, Osmanlı camileri, ihtişamlı burçlar ve güney tarafındaki eski Van şehri harabeleriyle bulunmaz bir anıt şehir manzarası arz etmektedir.
Arkeologların 1915-1916 yıllarında Van Kalesi'nde gerçekleştirdiği arkeolojik kazılan neticesinde Urartu kralı Sarduri'ye ait olan annallar ele geçirilmiş ve kalenin tam olarak planı çizilebilmiş bulunmaktadır.
Söz konusu alanda M.Ö. 3. binyıldan 20. yüzyılın başına uzanan süreçte bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıları bulunmaktadır. Erken Transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Part, Sassani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timurlu, Sefavi ve Osmanlı Dönemleri’ne ilişkin kültür katmanları aynı alandan izlenebilmektedir.
Söz konusu alanda M.Ö. 3. binyıldan 20. yüzyılın başına uzanan süreçte bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıları bulunmaktadır. Erken Transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Part, Sassani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timurlu, Sefavi ve Osmanlı Dönemleri’ne ilişkin kültür katmanları aynı alandan izlenebilmektedir.
Van Kalesi Efsanesi
Asur Kraliçesi Semiramis'in aşkı ve Van Kalesi'nin yapımı hakkındaki bir hikayedir. Rivayete göre, Semiramis, Van bölgesine sefer düzenleyerek burayı ele geçirmiş ve burada bulunan kral olan "Ara" ile tanışmıştır. İkisi arasında bir aşk başlamış, ancak savaş devam ettiği için kral ölmüştür. Semiramis, aşkını kalbinde saklamış ve ordusuyla geri dönüş yolunda Van Gölü'nü ve tepedeki kayalığı görünce burayı çok beğenerek burada bir kale ve Şamrangerd adında bir şehir inşa ettirmiştir. Kraliçe daha sonra memleketine geri dönmüş, ancak şehri Van adlı bir komutana bırakmıştır. Bu efsane, Van Kalesi'nin tarihinde önemli bir yer tutar ve Van'ın kültürel mirasına katkı sağlar.
Gezmek İsterseniz
Van Kalesinin etrafı yemyeşil bahçeleri ve kaynak sularıyla ziyaretçiler için güzel bir dinlenme alanıdır. Kalenin kendisi ise tarihi dokusunun yanı sıra sunduğu şehir, göl ve dağ manzarasıyla turistlerin ilgisini çekmektedir.
Yakınlarında ,Selçuklu Dönemine ait Ulu Camii ile Osmanlı Dönemine ait Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camileri dikkat çekici eserlerdir. Van Urartu Müzesi'de kalenin yanındadır
Van şehir merkezine 5 km uzaklıkta bulunan Van Kalesine gitmek için, ister toplu taşıma ile isterseniz de şahsi aracınız ile kolayca gidebilirsiniz.
Toplu taşıma ile gidecekler, Van şehir meydanında Beşyol olarak bilinen yerden kalkan ve Van Kalesine giden minibüsler var ve üzerinde Van Kalesi yazıyor, Bunlara binerek ulaşabilirsiniz.
Açılış Saati: 08:00 - Kapanış Saati: 19:00
Her gün açık
Adres: Yalı Mahallesi, 65040 Merkez/İpekyolu
E-mail: vanmuzesi@ktb.gov.tr
Tel : 04322161139
T.C. Vatandaşları için MüzeKart Geçerlidir.
Bilgiler internetten derlenmiş olup fotoğraflar Erol Kara tarafından çekilmiştir.
Van Kalesinden ezan sesi
Fotoğraflar: Erol Kara / @seyyaherol
Social Plugin